Futbol Sadece Futbol mudur? (5)

0
24

Değerli okurlarım, yirmi yıldır bu sütunlarda yazıyor ve sizlere ulaşmaya çalışıyorum. Yıllardan beri de muhtelif mekânlarda sizler bana ulaşıyor ve duygu ve düşüncelerinizi bildiriyorsunuz. Gazetemizde geçen bu uzun zaman içinde belki on beş belki de yirmi kez diğer spor dallarından özellikle sıçrayış içinde olan basketbolu da gündeminize getirmiştim.

Hamdolsun her konuda bir şeyler yazabilme yeteneğimiz var. Fakat sizler sitem etmeye başladınız. Sizleri yarım asır gerilere götürüyor ve o yıllardaki gelişmeleri anılarımı da ilave ederek sizlere sunuyordum, sizler de beğendiğinizi, yararlandığını ifade ediyordunuz. Ancak, bu sütunlarda diğer spor dallarına ve özellikle basketbola yer verdiğimde sizlerin adeta tepkinizle karşılaştım. “Öcal Hocam, futbolda misyonun bitti mi?” bu türden serzenişler…

Efendim, spor konusunda (sanat ve kültür sayfamı söylemiyorum) herkesin misyonu biter ama benim ki son nefesime kadar devam eder, hiç merak etmeyin. Futbol bizim yaşam biçimimizdir ve onsuz bir yaşam düşünemiyorum. Futbolun, sadece futbol olmadığını bilmeyen parmakla sayılacak kadar az. Biz futbola ve onu yüceltmek adına neler söyledik neler. Hiç biri mübalağa değil, tamamen gerçek.

Futbol şiirdir, romandır, fizik kurallarını alt üst eden muhteşem bir hadisedir diyerek onun özelliklerini teker-teker saymıştık. Gerek duyduğumuzda yine o güzellikleri yazarız. En popüler olan bu ayak oyununu, izlemekte, oynamakta, oynatmakta beceri ister. Yani düşünüldüğü kadar kolay bir hadise değildir. Hangi şartlarda olursa olsun bu futbol oyununun hakkını vermek şart.

Öyle bir oyun ki. Bir takımda biraz zafiyet belirdiğinde bütün olumsuzluklar kendini gösteriyor. Önemli ve pahalı transferlerle futbol oynanmayacağını başarılı olunamayacağını artık herkes biliyor. Örnekleri oldukça fazla…

Bir futbol takımının yedek kulübesine bakıyorsunuz, neredeyse küçük dilinizi yutacaksınız. 18 kişilik kadroda hemen herkes milli ya da pahalı transfer. 25 kişilik kadro da gerekli, 18’lik kadro müsabaka için zaten şart. Burada karar mercii takımın teknik direktörüdür. Bu kişi patrondur, hafta sonu oynanacak müsabaka için ilk on biri kafasında şekillendirmiştir.

İlk on birde olmanın da koşulları vardır. Futbolcunun antrenmandaki performansı, rakibin son durumu hakkındaki düşünceler, hava şartları ve deplasman durumu…

Hava şartları olumsuzsa, saha iyice ağırlaşmışsa, işte burada teknik, taktik düşünülemez. Akıllı bir teknik direktör öyle zemine fiziği yeterli ve agresif oynayan oyuncularla müsabakaya başlar. Akılcı olanı da budur zaten. VAR sistemi var ama her tarafta olduğunu söyleyemeyiz. Diğer liglerde olduğu gibi! Hakem travması da sonuca doğrudan etkendir.

Bu nedenlerle çalıştırıcıların bir “B” planı mutlaka olmalıdır. Golü atan oyuncu formasını çıkarıyor ve sarısı kızarıyor ya aynen onun gibi. Anlatmak istediğim, futbol, sadece topu tekmelemek değildir.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here