İsdemir A.Ş., Payas’ın, İskenderun’un, Hatay’ın, demir çelik sektöründe, bölgenin göz bebeklerinden biridir. Yarım asrı devirecek olan İsdemir’de, yaşadığım, yaşadığımız pek çok anı var. Bugün bunlardan sadece birini yazmaya çalışacağım.
İsdemir’in özelleştirme süreci başlangıcında, Sayın Perihan Yazıcı 2002 yılı başından 2003 Mayıs ayına kadar İsdemir İletişim ve Tanıtım Koordinatörlüğü yapmıştı. Dolayısıyla yaşadığım, yaşadığımız hadise bu tarih aralığında gerçekleşmişti.
Basın Daveti…
İsdemir, o tarihlerde Japonlarla ya da içinde Japonlarında olduğu bir dünya şirketi ile on milyonlarca dolarlık bir anlaşma imzalayacaktı. Günün koşullarına göre rakam yüksekti. İsdemir’deki imza töreni için basın daveti aldık. İmza töreni yerel ve yaygın basına açıktı. Basın davetindeki saat de İsdemir’e gittik. O tarihlerde seminer ve toplantı salonu olarak kullanılan dikdörtgen bir salona alındık.
Yaptığımız iş gereği imzaların atılacağı masaya, sahne benzeri bir yere yakın olmamız gerekiyordu. Biz medya mensupları böyle bir beklenti içindeyken, sadece sabit, ayaklı kamerası olan gazeteciler imza masasına yakın noktalara alındılar. Not alan, ses kaydı alan, elinde fotoğraf makinesi olan ya da el kamerası olan gazeteciler ise salonun en gerisindeki sıralara alındılar. Salonun arkasında en geride oturan gazetecilerden biri de bendim…
Rahatsız Oldum
İmza töreni başladı. Ses düzenine rağmen en geride olduğumuz için konuşmaları tam manasıyla duyamadık. Fotoğraf çekmek zorunda olan meslektaşlarım zaman-zaman oturdukları yerden kalkıp, sinema ve tiyatrolarda olduğu üzere beş, on kişinin ayağına basa-basa, onları rahatsız edecek şekilde hem kalktılar, hem de fotoğraf ve el kamerası çekimi sonrası tekrar yerlerine oturmak için bir sıra oturan insanı, yara-yara, dizlerine değe-değe tekrardan yerlerini aldılar. İmza töreni boyunca arka sıradaki meslektaşlarımız oldukça güç şartlarda görev yapmaya çalıştılar, çalıştık. Mevcut durumdan ben de rahatsız oldum. Görevimi yapmaya çalışsam da yapamadım. Dolayısıyla ben de önümdekileri ve etrafımı seyretmeye başladım…
Haber Yazamadım
İmza töreni bitti. Gazeteye geldik. Haber yapılacak ancak eldeki bilgiler yetersiz. Ne doğru dürüst bir şey duyabildik ne de can alıcı anlık imza fotoğrafları çekebildik. Bunun üzerine ben haber yerine köşe yazısı yazmaya karar verdim.
Aklımda kaldığı kadarıyla o tarihteki köşe yazımı şöyle yazdım: “…İsdemir, Japonlarla milyon dolarlık bir anlaşmaya imza attı. Ancak ben size haberin ayrıntılarını veremeyeceğim. Ben sizlere bulunduğumuz yer itibarıyla gördüklerimi yazacağım. Evet, ben kendi adıma yazıyorum dün İsdemir’de bol-bol önümde oturanların ense tıraşını gördüm. Bazı mühendislerin, formenlerin ve işçilerin ense tıraşları uzamıştı. Kimilerinin ensesi düzgün bir biçimde tıraş edilmişti. Ayrıca bazı mühendislerimiz kravatlarını gömleklerin yakalarına tam oturtamamışlardı. Çoğunun kravatları gömlek yakalarının arkasından görünüyordu. Gömlek yakaları, boyun etrafındaki kravatı tam olarak kapatmamıştı. Bir de bazı formen, işçi ve mühendislerimiz de günlük sakal tıraşlarını olmamışlardı…
Biz gazeteciler görev yaparken imza masasına, sahneye yakın bir yerde olmamız gerekir. İmza töreninin, etkinliğin can alıcı noktalarını yakalamak için bizlerin ön kısımda konuk edilmemiz akılcı olur. İsdemir yönetimi nedense bizleri ön sıralar yerine en arkaya aldı. En arkadan gördüklerim de bunlardı. İnanın İsdemir’de ben sadece ense tıraşı göreceğimi bilsem benim apartmanın altındaki berberim Mahmut’a gider, klimalı, aydınlık, bol camlı, Anıl Erkek Kuaföründe oturur, tıraş olanların ense tıraşlarını eziyet çekmeden izlerdim…” şeklinde yazdım.
Kırmadan, Dökmeden Bir Yanlışı Göstermek
Ertesi sabah gazetemiz İsdemir’e gidince, köşe yazım ilgililer tarafından bir çırpıda okunmuş. Gazetenin telefonu çaldı. Arayan İsdemir İletişim ve Tanıtım Koordinatörü Perihan Yazıcı idi. Her zamanki zarafeti ve nezaketiyle konuşmaya başladı ve “Doğan bey. Bize bir yanlışımızı kırmadan, dökmeden, güldürüp, düşündürerek gösterdiniz. Hem mahcup olduk, hem mutlu olduk hem de kıssadan hisse bundan sonrası için payımızı aldık. Yerden göğe kadar haklısınız. Boş bulunduk ve böyle bir hata yaptık. Sizden ve tüm meslektaşlarınızdan özür diliyorum. Bu hatamızı telafi edeceğiz. Size söz veriyorum bundan sonraki tüm etkinliklerimiz de basının yeri ön sıralar olacaktır. Bundan böyle ense tıraşı görmezsiniz” dedi.
Karşılıklı gülüştük. İlgisine ve anlayışına teşekkür ettim. Gerçekten ondan sonraki tüm İsdemir toplantılarında, basın mensupları kolay görev yapsınlar diye en önde, ön sıralarda misafir edilir olduk. İsdemir’de genel müdürler ve genel müdür yardımcıları yıllar içinde değişti ama medya mensupları bir daha arka sıralara alınmadı…
Sayın Perihan Yazıcı şu an nerededir, nasıldır bilmiyorum. İyi ve sağlıklı olmasını temenni ediyor, İskenderun’dan kendisine selam, sevgi ve saygılarımı yolluyorum. İyi ki o hata oldu. Yoksa birlikte böyle bir anıya sahip olmayacaktık. Her şey gönlünüzce olsun sevgili Perihan Yazıcı. İskenderun’a yolunuz düşerse bekleriz efendim…
Perihan Yazıcı Kimdir?
1951 yılında doğan Perihan Yazıcı İş hayatına 1972 yılında İngiltere’de atılmıştır. Burada Yiyecek ve İçecek Sektöründe Pazarlama alanında faaliyet gösteren bir firmanın yöneticiliğini yapan Perihan Yazıcı, Türkiye’ye döndükten sonra Vakıflar Bankası Dış İlişkiler Bölümünde Uzman olarak çalışmıştır. 1984’te Northern Telecom’da Yönetici Asistanı olarak göreve başlayan Perihan Yazıcı, burada 1991 yılına kadar görev yapmıştır.
1991-1998 yılları arasında Netaş’ta, daha sonra Vestel’de Tanju Argun’un asistanlığını yapmıştır. 1998 yılından itibaren de Ereğli Demir Çelik Fabrikaları (Erdemir)’de Tanju Argun’un Danışmanı olarak profesyonel iş hayatını sürdürmüştür. Erdemir’de Genel Müdür Danışmanlığı görevinin yanısıra; Halkla İlişkiler Koordinatörü görevini de üstlenen Perihan Yazıcı; dinamik bir halkla ilişkiler departmanı oluşturarak Şubat 2000 tarihine kadar çalışmalarını burada yürütmüştür. Yurtdışında yeniden Nortel’de Hükümetle İlişkiler Bölümünde bir süre görev yapan Perihan Yazıcı, İsdemir’de İletişim ve Tanıtım Koordinatörlüğü görevini 2002 yılları başından Mayıs 2003’e kadar sürdürmüştür. Bir süre İngiltere’de Nortel’de hukuk bölümünde iş yaşamını devam ettirmiştir.
Hacettepe Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümüne devam etmiş olan Perihan Yazıcı halen çeşitli kuruluşlarda ve üniversitelerde, Yönetim ve Yönetici Asistanlığı konularında danışmanlık hizmeti seminerleri vermekte ayrıca bir psikoloji ve paylaşım sitesi olan www.hatunca.net web sitesinde köşe yazarlığı yapmakta, okuyuculardan gelen soruları yanıtlamaktadır. Boş zamanlarda bahçe, müzik, bireysel gelişim, kendini tanıma ve davranış psikolojisi ile ilgilenen ve seyahat etmeyi seven Perihan Yazıcı, evli, 3 çocuk annesi olup Fransızca ve İngilizce bilmektedir.