Aşkın Değişken Halleri

0
67

Sanat Yazısı

Değerli okurlarım, âşık olduğumu düşünmeyin sakın. Müsait ortamlarda dostlarımın samimi itiraflarını harmanlayarak sizlere sunma gereği duyduğum duygusal ifadelerdir bunlar. Aşk genel olarak melek, zaman içinde şeytan kılığında size yaklaşabilir. Bazen cehennem ateşi gibi yakar, bazen de gökteki bulutları yakalıyor gibi olursunuz. İnsan gönlü, neden olmayacak işler peşinde koşuyor dersiniz? Neden acaba?

Diğer taraftan hiç sorun yaratmadan her şeyinize katlanıp, razı olanın bu asaletini görmezden gelip yanlışlara saplanıyor?  Neden acaba? İnsanlar kendilerini muhtemelen muylu etmeyecek, umutsuzluğa sürükleyecek, anlamayacak olanların peşinden adeta sürükleniyorlar? Neden acaba?

Öyle düşünce ve yaklaşımlar sonsuz mutsuzluğun habercisi değil mi? Bir yazar olarak âşık olanları; sesiz, sakin, munis olarak değerlendiririm. Aşk kişiyi olgunlaştırır. Sevmek fedakârlıktır. Aşka adım atıyorsanız, bir gün onsuz kalabilme cesaretini de gösterebilmelisiniz. Sevgiliyi kendisinden uzaklaştırmaya, mahrum etmeye çalışan, severken ayrılmanın acısına katlanmaya razı eden ne olabilir ki?

Burada çelişkili ifadeler de kullanılabilir ama bazen de doğrular, doğruyu düşünmek insanların işine gelmez. Yani, insan severken neden terk etmeye karar verir?

Bir insanı varlığınla değiştiremiyorsan, ona yokluğunla neye benzediğini göstermen gerekir diyen aşkın sarhoşluğuyla, kendini dev aynasında görenlerin ulu orta söyledikleri sözler vardır. Bu ifadeleri kullananlar ve de benimseyenler âşık değillerdir. Çünkü aşkta mantık yoktur, aranmazda. Dünyada varsa, yoksa o kişidir. Böylesine gönülden âşık olanların da sonsuza kadar beraber olduklarına hiç tanık olmadım.

Ya istemeden de olsa ayrılıp sonsuza kadar birbirlerini görmezler ya da erken ölürler. Trafik kazaları da bu ayrılmalarda başrolü oynar. Sevmek, bir insanın nadiren karşılaştığı iyi bir talihin büyük parçalarına değil, her gün alınan hazların küçük avantajlarına bağlıdır.

Sonuç olarak, Aşkın bedeli yokmuş gibi gözükebilir ama öyle ya da böyle sonunda öyle bir fatura gelir ki ödemek zorunda kalırsınız, hem de ölünceye kadar. Aşk uğruna ölmek soruna çözüm değildir. Yaşamanın da çözüm olacağı konusunda hiçbir fikrim yok. Çünkü hiç âşık olmadım. Doğruyu söylemek gerekirse: AŞK DAİMA ADİLDİR!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Gönül Köşemden

Bu Yazdıklarım Var Ya!

Değerli okurlarım, günümüzde gazetecilik de kolay oldu. Üçüncü dördüncü şahıslardan duyduklarıma inanıp ve kendi siyasi görüşlerini ilave ederek trajı yüksek gazetelerde yayınlıyor bazıları. 1980 öncesi yaşadıklarımı yazayım da, sizlerde okuyun…

Başkent’in acımasız ayazında yürüyemeyecek durumdayken, bir çıkmaz sokakta faşistlerin namlularına hedef olup, ölümün bizlere bir nefes kadar yakın olduğu anlar var ya… Yılana sarılmanın fayda sağlayacağı, aç ve susuz, ayak tabanlarımızın su ile kanka olduğu, kendimizden başka kimseye güvenmediğimiz günler var ya…

Geceleri kuytu bir yerde sabahı beklerken, bir çıtırtının bile Azrail olduğunu düşünmek ve de o soğukta can veren yoldaşlarımın cansız bedenine yaklaşıp bana bakan gözlerini kapatmak var ya… Kurtarılmış bölgelerde üstümüzdeki parkaya sarılıp uyumaya çalışmak, bir kulağımızdan girip öbür kulağımızdan çıkmayan ideallerimiz var ya…

Hep kaçarak ve sinerek yaşadığımız günlerin ne anlama geldiğini anlamamak ve o kâbus dolu günlerin sinesinde gözlerimiz yaşararak yoldaşlarımla birlikte giydiğimiz ateşten gömlekler var ya… Öylesine duyguların kirlenmiş olduğu bir ortamda, faşistlerin ayıplarının her zerresini hissettiğimiz, yokluğumuz da sizleri aramayacak ve de sormayacak gerçek sevdaları unutmaya çalışmak var ya…

Ruhumuzda yarım kalmış ve belki de tükenmeye yüz tutmuş hayaller, daima bizlere “göreviniz bitmedi, dik durmalısınız” diyen seslere tebessüm ederek her gün birkaç yoldaşımızı toprağa vermenin ezikliği, kahrolmuşluğu, haykırışı var ya… İdealleri uğruna toprağa yoldaş olan devrimciler, geride kalanlara büyük bir güç verirken, içimizde aldatılma ihtimali ve bir de bu gereksiz vesveseye inanmamak var ya…

Başkent’in sokaklarında kaç kez vurulduk, yüzlerce Devrimci toprağa yoldaş olurken, kimseler Devrime tebessüm etmedi, onlar tefeci ve stokçuydu, işte bütün bunları düşünerek ve o günleri yeniden yaşamak var ya…

Amacımız; milleti soyanlarla, onları kandıranlarla, bayat ekmek ve kuru zeytinden biraz fazlasını hak ettiklerini sağlamak için faşistlerle fikir mücadelesi vermek var ya… Kendimizi bildik bileli; insanlar dünyaya yalnız gelirler ve yalnız giderler. Fakat soğuk kış gecelerinde şehrin özelliklerinde varoşlarında, bir dilim ekmeği bulamayan, sobaları var olsa da yakıtı bulunmayan o insanları ve de çocukları düşünmek var ya…

Biz yaşama rest çekmiş devrimcileriz, ülkemizin ve bizlerin başına gelenler, Faşist dediğimiz o güruhun karşısında dimdik duracağız, “AH” demeyeceğiz, ağlamayacağız da. İşte bu duygulara sahip olmak var ya… Bu olanların yüreğimize çizdiğimiz yüzlerin neden olduğunu, içimizde hapsettiğimiz zaman diliminin bu defa ihanet edenlerin resmini avuçlarımızda biriktirerek yaşamayı ve o faşist güruhuyla dost olmamaya, daima yoksulların yanında olmaya.. Bu asil maziyle yaşamak var ya…

Bu “VAR YA”lar tükenmez, benim de kalemim tükenmez. DSP’ye geçerek G.Antap Belediye Başkanlığına aday olan zat, ismini bile söylemeye tenezzül etmiyorum. O kişi bizim çizgimizde değildi. Ekonomistlerle beraberdir. Yazıklar olsun!

Mutlu olun mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Günün Nabzı

Aşk Geliyorum Demez!

Bir dostumla müsait bir ortamda çın-çın yaparken çakır keyif olduk. O aşamada bana bir itirafta bulunacağını söyledi. Bende dinliyorum dedim.

“…-Başka bir şehre düğüne gitmiştim. Herkesi tanıyorum. Herkes oynayıp dans ederken, yine tanıdığım biri yanıma geldi ve hiçbir şey söylemedi. Bana sadece baktı ama o bakışları sırtıma kasatura gibi saplandı. O kişiyi hem tanıyorum ve hem de evliydi. Sırtımdaki kasaturayı çıkaramadım. İkimizde tamamız ama görüşmemiz mümkün değil. Sadece her yıl aile arasındaki beraberliklerde uzaktan görüşüyoruz.

O kıymetli dostum “ne yapmam” dedi ya, benim bu konuda söyleyecek bir şeyim olmaz. Ben âşık olmadım ki bileyim. İtiraf etmem gerekirse, yüreğine sevgiyi doldurup ve ona özen gösterdiği için, o dostumu daha çok sevmeye başladım.

Günün Sözü
Âşık Olmak Yürek İster

Öcal’dan İnciler
Sevmeyenler Cehenneme Gider!

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here