Kulakla Sıkılan Silah ve Doktor

0
558

Aziz dostlar, silah yüzü soğuk olan bir korunma aracı ve özellikle Güvenlik güçlerine mahsus ateşli bir araçtır. Bazı hallerde yasanın verdiği yetki ile ihtiyacı olan kişiler ile birçok kurum yetkililerine de ruhsatla verilmektedir. Bu aracın en küçük çapta olanı tabancadan bahsetmekteyim.
Olayı yaşadığım için yazmak zorunda kaldım. 28 yıl Bankacı olarak görev yaptım ve 24 yıl Banka Müdürlüğü görevinde bulundum. 1984 yılında Banka Müdürlerine silah taşıma izni verildi. Bende birini evimde, diğerini arabamda bulundurarak bugüne kadar silah sahibiyim. Çok şükür arzu edilmeyen nahoş bir durum yaşanmadı ve kullanmak mecburiyetinde kalmadım.
Bağlantılı olduğu için yazıyorum. 1973 yılında Topçu asteğmen olarak Pınarhisar’da 15 gün tatbikat atışları yaptırıyoruz. Batarya komutanı malulen emekli, komutan vekili olarak atışları ben yaptırmaktayım. Silah 203 mm’lik uzun menzilli nükleer başlık atabilen ve Obüs tabir edilen toplardır. 23 yaşındayım yanlış tevcih olmasın diye çok korkuyorum ve tüm atışları ben yaptırdım. Patlamalar o kadar kuvvetli ki kulaklarımın çınlaması uzun zaman devam etti ve karşıma 42 yıl sonra rahatsızlık vererek çıktı. Çok hoca ve hastanelerde tedavi gördüm, işitme kaybım var, sonuç: ‘Cihaz kullanacaksın!’ Neden olarak, 42 yıl önceki patlamalardan tahribat görmüş, duyu sinirleri az çalışıyor biraz da irsi ve stresin etkisi olduğu tespiti yapıldı.
Yaklaşık 30 yıla yakın taşıdığım silah için, 5 yıl daha kullanma ruhsatı almak üzere Devlet Hastanesine Rapor başvurusu yaptım. Dâhiliye uygun, Psikiyatri uygun, Asabiye uygun, Göz uygun, son olarak KBB için kliniğe geçtim. Tanı belgesini verdiğimde, Dr. Mehmet Doğan, kendisini ilk defa görüyorum ve tanımam, şu an görsem belki yine hatırlayamam… Masa önündeki koltukta bir bayan hasta var. Bana ‘daha önce nerden aldın’ raporu dedi. Daha çok Gaziantep’ten aldığım için, İskenderun Devlet Hastanesinden almama rağmen ağzımdan öyle çıktı. Alaycı bir tavırla, ‘iyi yine oradan alırsın! Odiyo’ya’ diyerek bir sevk verdi.
Gittim, çok kibar bir hanım test yaptı ve neticeyi götürdüm. Müracaattaki hanımı yıllar öncesi tanırım, beni içeri aldı, yine doktorun ön koltukta oturan bir bayan hastası var. Test sonucunu aldı “karşıya geç” diye yüksek sesle emretti. Aramızdaki mesafe tahminim 3 veya 4 metre var, ağzını eli ile kapatarak fısıldadı, “anlamadım cihazla duyarım” dedim. Yanındaki hanıma sorarak, “Siz duydunuz değil mi? Bak işte duymuyor, duymuyor” diye hakaretvari bir eda ile seslendi, “alamazsın” dedi. Ben “Bu silahı bulundurma olarak müracaat ettim, 30 yıla yakındır da taşıdım” dedim ve çıktım. Hastane başhekimi, başhekim yardımcılarının çoğu ve çalışan doktor beylerin birçoğu arkadaşım, dostumuz olduğu için sabır çekerek, karşılık vermeden ayrıldım. Her iki silahımı da başkalarına bilâ ücret devrettim.
Şunu söylemek istiyorum, Ruhsatta Psikiyatri, Asabiye, özellikle Göz çok önemlidir. Ben gözüm sakat, gözlükle görüyorum, rapor alıyorum. Kulağım normal konuşmayı duyuyor ama fısıltıyı duymuyor ve kulaktan dolayı rapor alamıyorum, ruhsatım iptal oluyor.
Bahse konu Doktor vatandaşı tanımam, onun bana karşı tavrını anlayamadım. Beni bankacı ya da siyasetin içerisinde bulunmamdan tanıyabilir mi bilemem ama o kadar çok beyefendi doktor arkadaşım var ki, 62 yaşındayım ilk kez bu tür bir doktora rastlıyorum ve ‘kulakla mı silah kullanılır’ diye düşünüyorum. Bu türden doktorlar ender de olsa sabırsız ve tahammülsüz hastalarla karşılaşarak nahoş olaylara sebebiyet verebilir diyerek, hoşça kalın, Allah (cc)’a emanet olun ve ay-yıldızlı bayrak asın.
e-mail: nurettincan1453@hotmail.com

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here