Hiç kimse doların düşmesiyle ilgili kendine pay çıkarıp caka satmasın, “kahramanlık” taslamasın. Asıl “Doları düşüren” kahramanın macerasını anlatalım.
Hanımefendi, doların yükselip tavan yaptığı günlerden bir gün, biriktirdiği parayı cüzdanına sığdıramadığından, elinde bir tomar dolarla çarşıya alışveriş yapmaya giderken, dolarları elinden düşürmüş, paralar etrafa saçılmış…
Birazda rüzgârın etkisiyle havada uçuşarak yere düşen dolarları gören yoldan geçenler, hiç boş durur mu? “Fırsat bu fırsat dolarlara hücum” diyerek, “dolar kapmaca” telaşına düşmüşler…
Bu olay günün konusu olmuş. Doların düştüğüne dair söylentiler kısa sürede çevreye hatta ülke geneline dalga-dalga yayılmış…
“Doların Düşüşü” memlekette bayram havası estirmiş, büyük sevinç yaratmış. Manipülasyon ve spekülasyonlarla halkın kafasını karıştıran o meşhur “Dolar Lobisi”, bu işe akıl erdirememiş, şaşırıp kalmış.
Lobiciler, “Biz müdahale etmeden dolar bizden habersiz nasıl düşer?” diye araştırmaya koyulmuşlar. Doların nasıl ve kimler tarafından düşürüldüğünü saptayan dolar lobisi, “doların değerinden değil de, birilerinin dikkatsizlik ve dalgınlık nedeniyle yere düştüğünü” öğrenince rahat bir nefes almış.
Algı yaratan lobiciler rahat bir nefes almasına aldılar ama sevinçleri kısa sürmüş. Dolar kendiliğinden düşmeye ve yerlerde sürünmeye başlayınca hayal kırıklığına uğramışlar.
Bir asırdır dünyada hüküm süren doların tahtı sallanmaya başladı. Allah kimseyi, doların tepe taklak kötü durumlara düştüğü gibi düşürmesin. Dolar sadece düşmedi, gözden de düştü. İtibardan düşünce, şunun bunun diline düştü.
Kahraman ilan edilen hanımefendinin dalgınlık sonucu dolarları yere düşürmesiyle ortaya atılan “dolar düştü” söylentisi bile dolar vurguncularını tedirgin etmeye, uykularını kaçırmaya ve telaşlandırmaya yetti.
Kahramanımızın hamile olduğunu varsayalım. Hasbelkader karnındaki bebeğini düşürse (düşük yapsa) dolarları düşürdüğü kadar toplumdan ilgi görmez sıradan bir vaka sayılırdı.