Değerli okurlarım, ahlakın olmadığı yerde hiçbir güzel şeyden söz edilemez. Orada ne Allah korkusu vardır, ne de büyüklere saygı, küçüklere sevgi ne de güzel söyleşmek. Bunların hiç birini göremezsiniz. Yoktur da ondan! Aramaya kalkmayın, boşuna…
Biz, yıllardan beri dostlarımızdan ne öğrendiysek ya da dağarcığımızda neler varsa paylaştık. Kentimiz ve Taraftar adına izlenebilir ve şaibesiz futbolu yakalamak ve de korumak! Amacımız bu! Kişileri rencide etmek, onlarla uğraşmak aklımdan bile geçmediği gibi, hedefim de olmamıştır. Önemli olan, sistemin yarattığı eksiklikleri (elimizden geldiğince) düzeltmek ve sistemin erozyona uğramasına neden olanları uyarmaktır.
Üzerinde yaşadığımız coğrafyadan kaynaklanan gerilim stratejileri nedeniyle 40-45 yıldır toplumumuz tedirginliğe ve umutsuzluğa itilmiştir. Son 10 yılda iyice nohut kazandı. Süratle artan nüfus, işsizlik, göç, terör ve bunlar nedeniyle doğan geleceğe güvensizlik, toplumsal paranoyaya neden olmuştur. Düzensiz yaşam koşulları, din istismarcılığı, uyuşturucu alışkanlığının yayılması, bastırılmış duyguların psikolojik olarak açığa çıkmasıyla genç nesillerin bir kısmının hızla şiddete kaymasına neden olmaktadır.
Yükselen bu gerilim toplumsal travmalara dönüşmüş ve insanlarımızı maalesef cinnet ve vahşete itmiştir. Bununla beraber, özellikle spor müsabakalarında güç ve menfaat birlikteliği kulüp sevgisi adı altında yeni bir örgütlenme modelinin yaratılmasına fırsat vermiştir. Günümüzde de bu olumsuzluğun cezası çekilmektedir.
Nasıl çekilmez ki? Spora siyaset karışırsa, TFF seçim yerine atamayla gelirse, 50 bin kişi önünde bir Kulüp Başkanı rencide edilirse… Bir kulübe menfaat sağlamak için, bazı maddeler değiştirilirse, UEFA’ya kafa tutulursa, Spor Bakanlığının birçok yerleri mescit haline getirilirse… Arapların yaşamına özenilirse, Atatürk ve Milli Bayramlarunutturulmaya çalışılırsa… Resmi Kurumlardan TC kaldırılırsa, Saygısızlık, sevgisizlik ve riyakarlık kol gezerse…
İlave edeceğim daha çok şey var da, yerimiz izin vermiyor. Yarın da devam ederiz diye düşünüyorum.
Kadınların Kürtajından, Rujundan, Giysilerinden sana ne? Erkeklerin içkisinden, okuduğu kitaplardan sana ne? Sen ‘Kafası Kıyak Çapulcu’ musun?
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA