Kavlak; “Dünyada En Fazla Mülteci Ağırlayan Ülke Konumundayız”

0
127

Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği ile Mülteci Destek Derneğinin, Medya ve Mülteciler Basın Buluşmaları Etkinliği Ankara’da Gerçekleştirildi…

Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında imzalanan anlaşmalar çerçevesinde, Türkiye hükümetince uygun görülen ve AB tarafından finanse edilen “Türkiye’deki Irak ve Suriye Krizinden Etkilenen Sığınmacılar için Geliştirilmiş Destek” projesi kapsamında gerçekleştirilen “Medya ve Mülteciler Basın Buluşmaları” toplantılarının dördüncü hafta programı 1-4 Kasım tarihleri arasında geniş bir katılımla gerçekleştirildi. 4’cü hafta programına Türkiye genelinden 140 yerel medya temsilcisinin yanı sıra Suriyeli gazeteciler de katıldı.

Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD) ve Mülteci Destek Derneği (MUDEM) tarafından organize edilen toplantının ilk gün konuğu, T.C. Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Akarca oldu.

Basın buluşmalarının açılışı SGDD Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak’ın konuşmasıyla başladı. İbrahim Vurgun Kavlak, dernek ve çalışmaları hakkında bir sunum yaptı. Günümüzde saniyede iki kişinin yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kaldığını belirten Kavlak; “Bu rakam dakikada 30 kişi ve günde 45 bin kişinin maalesef ki yerlerinden olduğu anlamına geliyor. Türkiye Eylül ayı itibariyle 3 milyon 567 bin 658 Suriyeliyi ülkesinde ağırlamaktadır. Şu anda Türkiye’nin neredeyse her ilinde Suriyeli nüfusu bulunuyor. Suriyeli sığınmacıların yanı sıra çokta gündeme gelmeyen, toplamda 400 bine yakın 85 ülkeden gelen sığınmacı ve mülteciyi ağırlamaktayız” ifadelerini kullandı.

Sığınmacıların kalış sürelerine bağlı olarak görünürlüklerinin arttığını ve buna bağlı olarak da toplum içerisindeki etkilerinin her geçen gün çeşitli aşamalarda ortaya çıktığına da işaret eden Kavlak; “Bu etkilerin basın mensupları ile etraflıca kamu yararına dayalı olarak değerlendirilmesi bizim için oldukça önemli. Dünyada 2013 yılından beri en fazla mülteci ağırlayan ülke konumumuzu sürdürmekteyiz. Bu alanda en çok ihmal edilen konulardan biri de basın mensuplarının konu hakkında kapsamlı bir şekilde bilgilendirilmesi ve toplumsal alandaki rolünün daha fazla öne çıkarılmasıdır” şeklinde konuştu.

Kavlak’ın ardından söz alan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Akarca ise sığınmacılar, göçmenler ve mülteciler meselesini başta Türkiye olmak üzere bütün dünyanın tüm ayrıntılarıyla bilinmesi gerektiğine işaret etti. Akarca; “Biliyorsunuz ki Türkiye olarak 4 milyon sığınmacı misafir ediyoruz. Çünkü Suriye’de karışıklık çıkması üzerine can kaygısına düşen Suriyeliler çocukları kucaklarında, karılarının ellerinden tutmuş, arkalarından açıdan ateşten kaçarak Türkiye sınırına geldiler. Bunlara nasıl olur da ‘Hayır, almıyoruz sizi orada kendi kaderinize mahkûm bir şekilde bırakıyoruz’ diyebiliriz? Elbette ki diyemeyiz. Biz bunu hiçbir dönemde demedik” diye konuştu. Akarca, bu toplantıların en büyük sorunlardan birine çözüm olacağına inandığını da belirtti.

Ev Sahibi Topluluklar da Etkilenmekte

Akarca’nın ardından AB Türkiye Delegasyonu Program Yöneticisi Steven De Vriendt bir sunum yaptı. Yardım programlarında ev sahibi toplulukları da unutmamak gerektiğinin altını çizen De Vriendt; “Çok fazla mülteci kabul eden ülkelerde bu durum ev sahibi topluğu da etkilemekte. Kilis’te bu yardım programı kapsamında çalışmakta olan bir hastane sadece mültecilere değil, Türk nüfusuna da hizmet etmekte. Bu yardım programı iki bölümden oluşmakta. 3 milyar Euro’luk bir kısmı 2016 ile 2017 yılları arasında sağlandı, yardım programının ikinci kısmında ise yeni bir 3 milyar Euro’luk bütçenin şu anda müzakereleri yürütülmekte. Yardım programının toplam bütçesi bugüne kadar 6 milyar Euro’dur” dedi.

Suriyeli çocukların eğitimi konusunda da büyük yatırımlar yapıldığını ifade eden De Vriendt, burada 368 binden fazla çocuğun okula devam etmelerini sağlamak için ailelerine destek sağlandığını kaydetti.

Bir Sığınmacının Bir Ülkede Ortalama Yaşama Süresi 20 Yıl…

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Türkiye Dış İlişkiler Görevlisi ve Sözcüsü Selin Ünal da basın buluşmalarında bir sunum gerçekleştirdi. Göç ve zorunlu göçün karıştırılmaması gereken şeyler olduğuna değinen Ünal; “Dünyada milyonlarca insan farklı bir sürü sebepten göç ediyor. Aslında basında televizyonda, medyada okuduğumuz, gördüğümüz haberler zorunlu göç üzerine olanlar. Biz yerlerini terk etmek zorunda olan kişiler ve onların yaşadıklarını konuşuyoruz. Onların uyum problemlerini, nasıl yardım alacaklarını konuşuyoruz. ‘Geri dönebilecekler mi?’ konusunu konuşuyoruz ve geldikleri ülkede yarattıkları dengeyi konuşuyoruz. 68 buçuk milyon kişi dünyada yerinden edilmiş olan kişi sayısı. Hepsi de mülteci değil. Kendi yaşadıkları şehir güvenli olmadığı durumda başka bir ile geçen kişiler 40 milyonunu oluşturuyor. Ama bu 68 buçuk milyonun 25 buçuk milyonu ise mülteciler. Yani artık kendi ülkeleri tarafından koruma alamıyorlar. Ülkelerinde ayrılmadıkları takdirde ölüm riski ile karşı karşıya olabilen kişiler 25 buçuk milyonu temsil ediyor” ifadelerini kullandı.

Etkinliğin ilk gününde sunumların ardından gazeteciler, SGDD’nin Mamak ve Altındağ’daki ofislerini ziyaret ederek, yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldılar.

Mültecilerin Türkiye’deki Uyumu Masaya Yatırıldı

Basın buluşmalarının ikinci günü, Mülteci Destek Derneği (MUDEM) Genel Koordinatörü Safa Karataş’ın dernek ve proje hakkında bilgilendirmesiyle başladı. Karataş, konuşmasında mültecilerin Türkiye’deki uyumunun kendileri için hayli önemli bir konu olduğuna işaret etti.

Daha sonra söz alan SGDD Genel Koordinatörü Kavlak ise mültecilerle ilgili doğru terminoloji ve kavramların kullanımı hakkında bir sunum yaptı. Göçmen, mülteci, sığınmacı ve geçici koruma ile ilgili tanımları anlatarak, medyadaki yanlış kullanımların en aza indirilmesi gerektiğini belirten Kavlak; “Mültecilerle ilgili medyada yer alan her haber algıyı yönlendirmektedir. Bu konuda gerçekten hassasiyet gösterilmesi gerekiyor” dedi.

Kavlak, mülteciler konusunda uluslararası çözüm getirme arayışı içinde 3 kalıcı çözüm tespit edilmiş olduğunu, bunlardan birincisinin gönüllü geri dönüş, ikincisinin yerel bütünleşme, üçüncüsünün de üçüncü bir ülkeye yerleştirme olduğu hakkında açıklayıcı paylaşımlar yaptı.

Bildirici: “Biz Bu Toplumun Sismograflarıyız”

Program çerçevesinde yerel medya mensuplarıyla bir araya gelen Hürriyet Gazetesi Köşe Yazarı ve Okur Temsilcisi Faruk Bildirici de ‘Medya ve Etik’ konusunda bir konuşma yaptı. Medya’da nefret söylemi konusunda dikkat edilmesi gerektiğini dile getiren Bildirici; “Biz medeni bir ülkenin, medeni gazetecileri olarak evrensel ilkelerle yaptığımızı savunan insanlarsak ki olmalıyız, o zaman bu tür söylemlerden kaçınmalıyız. Herkes ülkemizde depremler olduğunda neler yaşanabileceğini gördü, empati kurabildi. Yani bizim Suriye’den gelen insanların yaşadıklarını anlamamız için böyle bir deneyim yaşamanıza gerek yok. Biz gazeteciyiz. İnsanlar arasında empati geliştirebiliriz. Onları hissedebilir, insanlara bu hissi yaşatabiliriz. Çünkü biz bu toplumun bir yerde sismograflarıyız. Bizim mesleğimiz insan mesleği. Biz gazeteciyiz, insanız. Bu mesleği sadece insanlar için yapıyoruz. İnsanlara bilgi veriyoruz ki o insanlardan bilgileri alsınlar kendi hayatlarını doğru yönlendirsinler. Kim olursa olsun, nereden gelirse gelsin, hangi gruptan, hangi ulustan, hangi aidiyeti taşıyorsa taşısın insanı korumak zorundayız” şeklinde görüşlerini açıkladı.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Görsel İşitsel Materyal Geliştirme Sorumlusu Can Remzi Ergen de sunumunda dil, din, ırk gözetmeden çocuklar için çalışmalar yaptıklarını belirtti. En dezavantajlı çocuğun kendileri için daha önemli olduğunu kaydeden Ergen; “Eşitlik ve hakkaniyet arasındaki dengeyi iyi kurup düşünerek dezavantajlı olanı kurtarmaya yönelik çalışmalar yapmaya çalışıyoruz. Medyada bir durumu yansıtmak çok önemli, bir farkındalık yaratmak çok önemli, kamuoyunu bilgilendirmek çok önemli ama burada çocuk her şeyden daha değerli. O yüzden haber yaparken bunlara dikkat edilmeli” dedi.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, Kadın ve Kız Çocukları Üzerine Çalışıyor

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye İletişim Uzmanı Çelik Özüduru da UNFPA’in Birleşmiş Milletler Organı olarak daha çok kadın ve kız çocukları üzerine çalıştığını anlattı. UNFPA’in SGDD ve MUDEM iş birliği ile yürüttüğü Kadın Sağlığı Danışma Merkezlerinde, kadınların güçlenmesini sağladıklarını belirterek bu merkezlerde kadınlara danışmanlık verildiğini ifade etti.

Toplantıda Haber Global Ankara Temsilcisi Faruk Demirel ve Kanal 24 Ankara Temsilcisi Melik Yiğitel de medya mensuplarıyla kısa bir sohbet gerçekleştirerek, mülteciler konusunda görüşlerini ve yapılan haberlerin içeriklerinde nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattılar. Günün son oturumunda ise Elham Esmail Hakkı ve Subhi Dusouki, “Suriyeli Gazetecilerin Gözünden Mülteciler” başlığı altında konuşmalar yaptılar. (Haber: İlyas Edip TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here