İçlerinden biri Hataylı olan ve beş yazar tarafından araştırılarak yazılan ‘Arap Dilli Doğu Ortodoksları’ isimli kitabın tanıtım ve imza günü, Füsun Sayek Kültür ve Sanat Etkinlikleri kapsamında Arsuz’da gerçekleştirilecek.
‘Üç Milliyetçiliğin Gölgesinde Kadim Bir Cemaat: Arapdilli Doğu Ortodoksları’ başlıklı kitap İstos Yayınları’ndan çıktı. Editörlüğünü Haris Rigas’ın yaptığı kitapta, Antakya’da Arapça konuşan, dini olarak Ekümenik Patrikhane’ye bağlı olan Ortodoks Cemaati’ne dair dört makale yer alıyor.
Aslen Hatay-Samandağlı olan ve birkaç yıl İstanbul Üniversitesinde hocalık yapmış olan Anna Maria Beylunioğlu ile birlikte Şule Can, Zerrin Arslan, Özgür Kaymak ve Polina Gioltzoglou tarafından yazılmış kitabın yazar ekibi önümüzdeki günlerde İskenderun-Arsuz ve Antakya’da iki etkinliğe katılacak.
Arsuz’da gerçekleştirilen Füsun Sayek Kültür ve Sanat Etkinliklerinde kitap tanıtımı ve imza gününe katılacak olan ekip, daha sonra Antakya’da Arap Enstitüsünde bir panel ve söyleşiye katılım gösterecek.
Füsun Sayek Etkinlikleri çerçevesinde 11 Ağustos saat 16.00’da ‘Arapdilli Doğu Ortodoksları’ kitabının tanıtımı ve imza günü için İstos Yayın olarak Arsuz’da olacaklarını ifade eden ekip üyeleri, tüm bölge halkını imza gününe davet etti.
“Üç Milliyetçiliğin Gölgesinde Kadim Bir Cemaat: Arapdilli Doğu Ortodoksları” Hakkında
Kitap, Antakya’nın Arapdilli Doğu Ortodokslarına dair kolektif bir yayın. Bu kadim topluluk, Bizans, Osmanlı, Suriye ve Türkiye kültürlerine yaptığı büyük katkılara karşın uluslararası bilim camiasında gözden kaçan bir konu olarak kalmıştır. Bu kitap, farklı alanlardan uzmanların bu topluluğun geçmiş ve bugünkü deneyimlerinin farklı boyutlarını aydınlatan çalışmalarını ilk defa bir araya getirmektedir.
Birinci bölümde Haris Rigas, Arapdilli Doğu Ortodokslarını bir diyaspora olarak inceleyip, kimliklerinin tarihsel oluşumunu modern siyasal hareketlerin açığa çıkardığı imkân ve tehditlerle karşılıklılık içerisinde ele alırken, ikinci bölümde Şule Can ve Zerrin Arslan, topluluk mensuplarıyla yapılan derinlemesine mülakatlar aracılığıyla topluluğun tarihsel vatanı Antakya’da karşı karşıya olduğu güncel gerçekliği irdeliyor.
Üçüncü bölümde Özgür Kaymak ve Anna Maria Beylunioğlu, topluluğun İstanbul’da yaşayan mensuplarının aidiyet biçimleri ve İstanbul Rum toplumuna meşakkatli entegrasyon sürecine odaklanırken, Polina Gioltzoglou Tokaçlı köyünde gerçekleştirdiği ve maddi kültür, mutfak pratikleri ve aidiyet arasındaki etkileşimi incelediği katılımcı gözlem çalışmasını okuyucuya sunuyor. (Haber: İlyas Edip TERBİYELİ)