Günaydın sevgili okuyucularım nasılınız bu sabah? Bir fıkra, bir şiir, bir fıkra, bir şiir var bugün sayfamda. Anladım ki çok ciddiye alıyorum bu hayatı. Gülmeyi unuttum bu yüzden şimdi ne yazık ki hastayım. Hemen kendime gelebilmem için yeniden gülmem gerekiyor. Ve sanırım benim gibi olanlar çok, bu yüzden birlikte gülelim birlikte yine şiir okuyalım ve birlikte iyi olalım… Ve sağlık, sevgi, birlik ve beraberlik içinde her zaman hep birlikte kalalım. Yase
Hiçbir şeyle övünme,
Pişman olup dövünme
Sağlığına güvenme
Ölüm vardır unutma.
Mehmet Ali Demirbaş
Fıkra
“Hayrola nereden?”
“Be be ben mi? Rad rad radyodan geliyorum”
“Ne vardı radyoda”
“Spi spi spi spiker sı sı sınavı vardı”
“E ne oldu?
“Bırak ya ya ya hu kı kı kıravat tak tak takmadık diye almadılar.”
Bir Gece…
Bir gece habersiz bize gel.
Merdivenler gıcırdamadan
Öyle yorgunum ki hiç sorma
Sen halimden anlarsın
Sabahlara kadar oturup konuşalım
Kimse duymasın
Mavi bir gökyüzünde olsun kanatlarımız.
Dokunarak ucçalım.
İnsanlardan buz gibi soğudum
İşte yalnız sen varsın
Öyle halsizim ki hiç sorma
Anlarsın.
Cahit Külebi
Fıkra
Sarhoş sürücü arkadaşına döndü; “Sanırım bir kasabaya yaklaşıyoruz.”
“Nereden çıkardın şimdi bunu?”
“Daha çok adam ezmeğe başladıkta.”
Denizde ay
İndi solgun ve ılık
Ayışığı denize
Bal rengi bir tatlılık
Çöktü gözlerinize
Baktınız uzun uzun
Bu sulara baktınız,
Sulara ruhunuzun
Tadını bıraktınız.
Bu tatla aydınlanan enginlere aktınız.
Halit Fahri Ozansoy
Fıkra
Deniz aşırı bir ülkede askerliğini yapmakta olan John bir gün sevgilisinden bir mektup alır. Sevgilisi artık ondan ayrılmak istediğini bildirmekte ve fotoğrafını geri göndermesini istemektedir. John çok kızar. Arkadaşlarından eski kız arkadaşlarının fotoğraflarını toplar, hepsini bir araya koyup paket yapar ve sevgilisine gönderir. Pakete bir de not iliştirir; “Kusura bakma, hangisi olduğunu çıkaramadım lütfen kendi fotoğrafını al ve diğerlerini geri gönder”
Müjde
Portakal kabuğundan
Kavun diliminden
Havalandı nakışlar
Avşar kiliminden.
Çılgın topukları üstünde
Sebepsiz sevincin
Adamın canı dostlara
Güzel haberler götürmek ister
Aksi gibi ne dost var meydanda
Ne de güzel haber
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Fıkra
Temel her gece yatarken başucuna 2 tane bardak koyuyormuş, biri su dolu diğeri boş… Bir gün karısı dayanamayıp sormuş, “Ula Temel ne eduysun bu pardaklarla?” “Akşamları kalktığımda canım bazen su içmek istiyor bazen de istemiy…”
Son Dilek
Aşkım ,dağlara kurulu tahtım,
Çobanlar bağrımı dağlarda geçer.
Günümü yıl eden şu kara bahtım
Engin gurbetlerden çağlar da geçer…
Hasretle doludurur geçtiğim yeri
Vahşi kuş sesleri ,yaban gülleri.
Bazen akpınara giden bir peri
İnce yollarımı bağlarda geçer.
Örtse gözlerimi sonsuz bir diyar
Mezarım kalsa dağlara yadigar
Gönlümü çiğneyip geçen nazlı yar.
Belki mezarımdan ağlarda geçer…
Ömer Bedrettin Uşaklı
Fıkra
Karadeniz’i gezmekte olan bir turist; “Allah allah, burada herkesin bıyığı var” demiş. Temel, burnuna dikkat çekerek; “Biz önemli ve değerli şeylerin altını çizeriz” demiş.
SEVGİLERDE
Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.
Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vaktiniz olmadı.
Behçet NECATİGİL
Fıkra
Gümrük kapısından bir İngiliz, bir Fransız, bir Türk geçmek için bekliyorlarmış. Gümrük görevlileri valizlerini kontrol etmeye başlamış. Önce İngiliz’in valizine bakmışlar. İçinden 7 adet don çıkmış. ‘Niye 7 tane ?’ diye, İngiliz’e sormuşlar. O da “Haftanın 7 günü var, hepsi için bir tane” demiş . “Vay be ! Helal olsun medeniyete, temizliğe bak adamlardaki” demiş görevliler. Sıra Fransız’ın valizine gelmiş . Açmışlar bakmışlar 8 tane don 7’yi anladıkta niye 8 tane don? diye sormuşlar. “Her gün için bir tane, bir tanede ne olur ne olmaz diye aldım” demiş. “Vay be! Adamlardaki temizliğe, medeniyete bak” demiş görevliler. Sıra bizim Temel’e gelmiş. Açmışlar bakmışlar tam 12 tane don. “Ne varsa bizim insanımızda var, şu medeniyete şu temizliğe bak” Sormuşlar “Niye 12 tane?” Bizimki; “Ocak, Şubat, Mart… “
Günün Şiiri
NE ÇOK ENKAZ
sizi bir yerlerden tanır gibiyim
galiba bodrum’daydı geçen yaz
t-shirt’leriniz vardı türkuvaz
pabuçlar ‘all star american’
ne tutucuydunuz ne de bağnaz
sabah kahvaltısında beethoven chopin
akşamları hacı ârif incesaz
ne çok enkaz
sizi bir yerlerden tanır gibiyim
sanırım bodrum’daydı geçen yaz
güngörmüş saçlarınız vardı beyaz
bakışlarınız alaycı ve delişmen
mavi yolculuklarda yıldız-poyraz
balık yemekten ve çok sevişmekten
gut’a yakalanmıştınız biraz
ne çok enkaz
sizi bir yerlerden tanır gibiyim
her halde bodrum’daydı geçen yaz
daracık sokaklarınız vardı çıkmaz
viskiyi çok sever az içerdiniz
gün boyu meyhane cafée-bar caz
“yine de en büyük rakı” derdiniz
iki cami arasında beynamaz
ne çok enkaz
sizi bir yerlerden tanır gibiyim
elbette bodrum’daydı geçen yaz
sözcükleriniz vardı ince mecaz
aşklarınızı şiirle yıkardınız
bir yığın kadın huysuz utanmaz
her biriyle ayrı yatardınız
bin türlü işve bin türlü naz
ne çok enkaz
sizi bir yerlerden tanır gibiyim
mutlaka bodrum’daydı geçen yaz
dostlarınız vardı köylü ve kurnaz
bireysel konularda acımasız
ülke sorunlarında vurdumduymaz
batı’lı düşünür doğu’lu yaşardınız
azıcık hicazkâr her dem şehnaz
ne çok enkaz
Ahmet NECDET
Biraz eğlenelim mi?
-Beni bir o anladı. O da yanış anladı.
-Aşkımıza nokta koyma sevgilim. Sana istediğin kadar virgül vereyim.
-Allah’ım kendim için bir şey istemiyorum. Yalnızca anneme paralı ve güzel bir gelin kısmet et.
-Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır. Sonrada yılan sokar.
-Edison elektriği buldu ama parasını biz ödüyoruz.
Günün Sözü
Bu yılın kuşlarını geçen yılın yuvalarında arama.
Cervantes (Don Kişot’tan)
Ne Mutlu Diline Hakim Olana, Evi Kendine Geniş Gelene, Yaptığı Suçtan Pişman Olmuş Ağlayana.
Hz. Muhammed
Boş Kap Dolu Fıçıdan Daha Çok Ses Çıkarır.
Johon Lyly