Futbolda Sırtı Kaşınanlar (2)
Değerli okurlarım, normal koşullarda insanların düşünceleri farklı konumlar arz eder. Aldığı eğitim, aile terbiyesi değişkenlik gösterebilir. Sözü buraya getirmişken şöyle de diyebiliriz. İnsanların birbirlerine karşı davranışlarını etkileyen bir takım etmenler vardır. Doğrusu da böyle olmalı diye düşünüyorum. Örneğin, insanları köylü kentli, kadın, erkek, çocuk ya da genç, yabancı ya da akraba gibi, bir takım kategoriler içerisinde algılar ve bu özelliklerine göre de davranırız.
Karşımızdakinin yaşına ya da bize olan yakınlığına göre “Sen” ya da “Siz” diye hitap ederiz. Anlatmak istediğim her insanın konumuna göre belli davranış kalıpları kullanırız. Bunları bilmek güzel de bazı gerçekleri bilmek daha da güzel. Daha futbol topunu tekmelemeden bakın nerelere geldik istemeyerek…
Dünya çapında bir sanatçımız var… Fazıl Say! Öncelikle, şöyle bir hatırlatma yapmak istiyorum. Twitter’de yazılan tek mesaja “Tweet” denilir. Twitter’de sizin yazdığınız “Tweet” başkaları tarafından paylaşılabilir. Siz de başkalarının yazdığı bir “Tweet”i paylaşabilirsiniz. Twetter’de bir mesajın paylaşılması her zaman, “Ben bu mesajın altına aynen imzamı atıyorum” anlamına gelmez, bazen bir mesaj bambaşka maksatlarla da “Retweet” edilir.
Şimdi, Fazıl Say olayında bilinmeyen gerçekler vardır. Biz bunu ciddiye alıyoruz ama mahkemeler ciddiye almadı. Onun da vardır bir nedeni. Fazıl Say neden ceza aldı? Söyleyeyim. Bu memlekette ne kadar adi, magazinci, hırsız, şaklaban varsa hepsi Allahçı… Aynen böyle ancak bu sözleri yazan Fazıl Say değil, bir başkası. Fazıl Say’ın suçu ne? Bu sözleri “Retweet” etmesi…
Bir futbol maçına gidiyorsunuz ve takımlardan birinin elle düzeltilerek attığı gole “hakemle beraber gol diyorsunuz. Oysa ne golü siz attınız ve de kararı siz verdiniz. Futbol oynayacaksak “Adam gibi futbol oynayacağız…” Barış istiyorsak “En şereflisini istemeliyiz…”
Kalkıp bir kişiye; futbola karşı mısın? Ya da barışa karşımızın? Böyle bir soru yöneltmenin esbab-ı harbiyyesi olabilir mi? Öyle bir barış istiyoruz ki, azınlığa hakkını var ama çoğunluğu da aşağılama. Milli maçlarda tribünleri doldurup takımımızı alkışlayalım. Hepsi de bu köprüden geçiyor.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA