Günaydın sevgili okuyucularım. Nasılsınız bu sabah? Yarın öğretmenler günü. Büyük Türk, ilk büyük başöğretmen, Atatürk ve silah arkadaşlarını terörde yitirdiğimiz, bütün canları rahmetle anarak ve bütün öğretmenlerimizi, öğreticilerimizi, saygı ve sevgiyle selamlayarak başlıyorum yazıma.
Hayat öğrenmekle başlar ve öğrenmekle biter bazılarımız için. Birçok kişi yalnızca temel öğretiler içine hapseder kendini ve hayatın öğretisinden habersiz göçer gider. Oysa hayat gözümüzü, güne açtığımız ilk dakikadan itibaren öğretmeye başlar kendini. Öğrenme yeteneğimize göre. Yeteneğimiz ve gözümüz öğrenmeye açıksa, dibi delik bir kuyudur içimiz. Öğrendikçe boşluğu büyüyen…
Hayat hiçbir zaman mezun olunacak bir okul değildir. Gerçek mezunları, hayatı sona erenler ve öğrenmekten bir şekilde vazgeçenlerdir… Ve hayat öğrenmekle başlar dedik. Ve okumayı ilk olarak öğretmenlerimizden öğreniriz. Hz. Ali “bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” demiş. Bu söz öylesine söylenmiş olabilir mi? Bir harf için kırk yıl köle olmak aslında O bir harfin yüklendiği anlamı çözmenin öneminden geçmez mi? Ve gerçekte bu soruyu bile sorabilecek duruma gelmek hayatın öğretisini iyi bellemekten geçmez mi? Ve bellemeyi öğreten ilk öğretmenlerimiz değil mi? Bu yüzden her yıl öğretmenler gününü kutlarken biraz daha nahifleşiyorum biraz daha anlayışlı ve biraz daha kendimi minnettar algılıyorum. Bugün bir şey öğrenmiş ve okuyabiliyorsam hayatı ve öğretisini bunu öğretmenlerime borçluyum.
Ve öğretmenlerim için söylenecek tek sözcük Hz. Ali’nin dediği gibi bir harfe kırk yıl kölelik. Ancak onlar bunu istemez bilirim. Bir tek anımsanma onlara yeter, bir tek güzel söz onları yeniden gençleştirir. “Öğretmenler günü” gün ve haftayla kutlanacak günlerden değil. Ama yine de özel bir gün dikkatleri konu üzerinde yoğunlaştırmak bakımından önemlidir. Sokağımızda değişiklik var. Okul bayraklarla süslendi. Öğrenciler veliler bir telaş içinde. Bu güne özel ne varsa sergilenmek için hazır. Öğrenci olmak istiyorum bugün yeniden ve sınıfları dolduran öğrenciler arasında.
Daha Yüzyıllar öncesinde Diyojen, “Yeryüzünde öğretmenlikten daha şerefli bir meslek tanımıyorum.” demişti. Socrates ise öğretmenin ve öğretmenliğin önemini; “Dünyada her şeye değer biçilebilir, ama öğretmenin eserine değer biçilemez. Çünkü onun eseri hem her şeydir hem de hiçbir şeydir” demiştir.
Ve işte giz burada, Socrates’in dediği gibi “öğretmenin eseri hem her şey hem de hiçbir şey. Değerinin her alabilmesi için, Bir harf için kırk yıl köle olmak gerekir” sözüne inanmak ve bu sözünün taşıdığı anlamın bilmek.
Ve sevgili okuyucularım. Bütün öğretmenlerimizin, gününü saygıyla sevgiyle kutlarken küçüklerin yanaklarından, büyüklerimizin de ellerinden öpüyorum. Ve sosyal ve maddi durumların acilen düzeltilmesini dileyerek şimdilik sevgiyle, sağlıkla ve hep birlikte kalalım ayrımsız gayrımsız diyorum sevgili okuyucularım. Yase
Öğretmenler Gününün Kısa Tarihçesi
Türkler, ilk önceleri Göktürk ve Uygur alfabelerini kullanmışlardır. 8. yüzyıldan itibaren, İslamiyet’in kabul edilmesiyle birlikte Uygur alfabesi bırakılarak Arap alfabesine geçilmiştir.
Kurtuluş Savaşı’nı kazandıktan sonra, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’i kuran ulu önder Atatürk, askeri ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda birçok yeniliği başlatmıştır. Bu yeniliklerden biri de, 1 Kasım 1928 tarihinde çıkarılan 1353 sayılı kanunla, Arap alfabesi yerine Latin alfabesinin kabulü olmuştur.
Bu tarihten itibaren yeni harflerin öğrenilmesi ve okuryazar sayısının artırılması konusunda büyük bir seferberlik başlatılmıştır. 24 Kasım 1928 tarihinde açılan, Millet Mektepleri’nde, yaşlı, genç, çocuk, kadın… Herkese yeni harflerle okuma yazma öğretilmiştir.
Millet Mektepleri’nin açılışı ve Atatürk’ün Başöğretmenliği kabul tarihi olan 24 Kasım günü, 1981 yılından beri Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır.
& & & & &
Öğretmen Andı
“Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına, Atatürk inkılâp ve ilkelerine Anayasada ifadesini bulan türk milliyetçiliğine sadakatle bağlı kalacağıma; Türkiye cumhuriyeti kanunlarını tarafsız ve eşitlik ilkelerine bağlı kalarak uygulayacağıma; Türk milletinin millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerini benimseyip, koruyup, bunları geliştirmek için çalışacağıma; insan haklarına ve anayasanın temel ilkelerine dayanan millî, demokratik, lâik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarımı bilerek, bunları davranış halinde göstereceğime namusum ve şerefim üzerine yemin ederim.”
Günün Şiiri
Ellerinden Öperim Öğretmenim
-I-
Ellerinden öperim öğretmenim
Binlerce öğrencinden biriyim ben
Anne oldun baba oldun bana
Okudum yazdım çok şey öğrendim
Borcumu ödeyemem sana.
Ellerinden öperim öğretmenim
Tebeşir tutan, kalem tutan ellerinden
Ellerin öyle güzel ellerin, öyle sıcak
Ya gözlerin öğretmenim ışıl-ışıl
Sevgi dağıtırdın kucak-kucak.
Ellerinden öperim öğretmenim
Benim için en büyük gurursun sen
Bir söz duysam iyiye güzele dair
Kalbimde vurursun sen.
-II-
Ellerinden öperim öğretmenim
“Daha dün annemizin kollarında yaşarken
Çiçekli bahçemizin yollarında koşarken…”
Sen BAYRAK önünde topladın dizi-dizi
ATATÜRK yolunda yetiştirdin bizi.
Ellerinden öperim öğretmenim
Boşa gitmedi emeğin
Kimimiz doktor olduk savaştık hastalıkla
Asker oldu kimimiz canı Vatana feda
Kimimiz mühendis oldu yol yaptı baraj yaptı
İşçi olduk memur olduk emek verdik topluma
Öğretmen oldu kimimiz karanlığı aydınlattı.
Ellerinden Öperim Öğretmenim
Huzurlu ol düşünme bizi
ATATÜRK yolunda dimdik ayaktayız
Sesimiz daha gür yolumuz daha aydınlık
Özgür esen rüzgarda dalgalanan al Bayraktayız.
Sevgili öğretmenim
Senin için yazdım bu şiiri
Binlerce öğrencinden biri benim
Mübarek ellerinden öperim.
Özkan GÖNLÜM
Günün Sözü
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir.
M. Kemal Atatürk
Muallimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakar muallim ve mürebbilerini sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.
M. Kemal Atatürk
Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan topluluğunun en fedakar ve muhterem unsurlarıdır.
M. Kemal Atatürk
Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bur millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır.
M. Kemal Atatürk