‘Kırk Yıllık Türk Yurdu Düşman Elinde Esir Kalamaz’ diyerek, Hatay anavatana iltihak edilmişti. Bilinenler ama buna rağmen Atatürk’e saldırılar açık ve örtülü olarak devam ettiği için, mecburiyet hissettim.
Hatay ve malum Musul-Kerkük Misak-ı Milli sınırlarımız içerisindedir. Sevr’de imzası bulunup da Lozan’da imzası olmayan tek ülke ABD’dir. Bir asırdır ve şuan kudurmuşçasına aynı Pakta olmamıza rağmen Türkiye’ye karşı tüm terör örgütlerini yöneten, özellikle PKK ve Suriye yapılanmaları PYD-YPG gibi çapulcularla işbirliği yapan, son sistem ağır ve hafif her türlü silahları da karşılıksız veren ve eğitimlerini de yaptıran bu katil devlettir. Ne yazık ki, bu katil devletin her türlü menfaat oyunlarına “stratejik ortaklık” diye alet olan da maalesef ülkemiz ve bazı İslam ülkeleridir. Bize karşı açık olarak terör örgütleri ile işbirliği yaparak, resmen savaş etmektedir.
M.Kemal Paşa, bu hain devlete rağmen Hatay’ın Kahraman Yiğitlerinin referandumdaki oyları ile bağımsızlığını almış ve Fransızları kovmuşlardır. Musul-Kerkük’ün de referandumla Türkiye’ye bağlanması için çalışmaları yarım kalmış, ömrü vefa etmemiştir. Maalesef daha sonra çıkartılan isyanlar ve %10 petrol hissemizi de almamış olmamız olayı küllendirmiştir. Oysa Musul-Kerkük nüfusunun %90’ı Türk ve Özbeöz Türkmenlerin ana yurdudur, Türk diyarıdır. Ninnilerimizin ve Türkülerimizin büyük bölümü bu yöreye aittir.
Geçmişin ihmali anında yetersizliği nedeniyle, yal verdiğin, çavuşunun postalını bağlattığın, Barzani, Talabani gibi çapulcu başlarının Türk kentlerini AB(D) desteği ile tapu kayıtları, Nüfus Kütükleri alt üst edilmiş ve nüfus yapısı değiştirilmiştir. Askerin başına çapulcular seyrederek çuval geçirilmiş, bir diğer terör örgütü asker ve diplomatlarımızı üç ay esir alarak tüm kayıtlara el koymuş ve hariciye binamız tanınmaz hale getirilmiştir.
Şimdi Suriye’de aynı oyun, aynı metotlarla oynanmaktadır. Barzani tarafından Eylülde referandum yapılacak. ‘Suriye ve Türkiye’nin gasp ettikleri Kürdistan toprakların alacağım’ küstahlığını açık olarak zırvalamaktadır.
Bütün bunlara rağmen ‘İstiklal savaşı yapılmadı. Yunanla savaşılmadı. Lozan hezimettir, hesabı sorulmalıdır. Sıra Anıtkabir’e gelecek. Hepimiz Türk olmaktan kurtulduk. Ne mutlu Türk’üm demek ilkellik, Türk diye bir şey yoktur’ diyen hainler, andımızın okullarımızdan kaldırılması çok tehlikeli ve sinsi, FETÖ planlarınım eseridir. Güneydoğu kökenli bazı Milletvekilleri utanmadan ‘Barzani haklı ve hakkıdır’ diyebilmektedir.
Atatürk’ün hediyesi olan Hatay’ın, El-bab Menbüç, Raka ve Fırat’ın batısı ile sınırımızdaki Afrin Bölgesi, PKK ve Suriye kolu PYD’nin elinde ve ABD’li askerlerle bize karşı saldırı için beklemektedirler. Amaç, Hatay’ın, Güneydoğu’nun bir parçası ile birlikte Barzani’ye verilmesi ve İskenderun Körfezinin, Kürdistan’ın Liman şehri yapılmasıdır.
Uyanalım artık, gaflet uykusu ve umursamazlık başımıza ne haller getirdi. Devletimiz Acil önlem almalı, Allah (cc) esirgesin diyerek, hoşça kalın Allah (cc)’a emanet olun ve ay-yıldızlı bayrak asın.