Sol Tarafım Kahkaha Sağ Tarafım Hüzün. Eh Bizde Buyduk Zaten…
Günaydın sevgili okuyucularım, nasılsınız bu sabah? Hatay 2. Kitap fuarının yankıları devam ediyor. Önceden de söylediğim gibi son iki gün ancak bendeniz orada bulundum, “Zehra”yı okuyucuları ile buluşturabilmek için. Fuara ilgi çok güzeldi, her ne kadar çoğu insanlar kitapların önünden kaçarcasına geçip gidiyor olsalar da ilgileneler yüz güldürücüydü.
Ve bendeniz çok güldüm iki gün boyunca oysa unutmuştum böyle kaygısız kahkaha atmayı. Zehra’nın doğumu ve sürede yaşadığımız can acıtan ayrılıklar, neşemizi, sevincimizi allak bullak etmişti. Zaten çoktan beri bu can acıtan ayrılıklar yaşanıyordu. Ve bizler her ne kadar yaşamaya onlarla her şey olağanmış gibi yaşamaya devam ettik ise de aslında hiçbir şey aynı değildi ve o içinize atmadığınızı, açık seçik yaşadığınızı sandığınız o her şey gülüşünüzü, kahkahanızı almış sizden hiç çaktırmadan.
İşte sevgili arkadaşım Fatih Kurt “SANA HECELER ÇALACAĞIM GÖKLERDEN İNEN” Şiir Kitabının yazarı aynı zamanda Zehra’nın editörü. Neşeli, yapıcı, düşündürücü ve samimi tavırları ile okuyucu ile yazar arasındaki o korkulu kaçışı büyük ölçüde kırmayı başardı.
Kitap stantlarının önünden başları dik sanki etraflarından habersizmiş gibi geçip giden gençleri, orta yaşlıları, çocukları “Merhaba bakar mısınız? Almanız şart değil ama şu şiir kitabını bir tutun, korkmayın ve herhangi bir sayfadan kısa bir şiir okuyun içinizden” diyerek nerdeyse 500 kişiye kitabından dizeler okutmayı başardı. Ve bu sayede “ben şiir sevmem” diyenlerin ön yargılarını kırdı. Bu sayede de baya bir kitap alışverişi oldu. O kadar güzel bir şeydi ki ister istemez neşeleniyorsunuz, insanlar soru sormaya başlıyor, aradaki kopukluk güzel bir samimiyete dönüyor, güzel görüntüler çıkıyor ortaya. Ve bununla yetinmiyor “şiir kitabını almak isteyenlere” satmıyorum Zehra’yı da almanız gerekiyor diyerek herkesi gülmekten kırıyordu. Ve gerçekten Zehra onun sayesinde “Gökten Hece Çalan” hırsıza eşlik etti yani.
Gerçekten çok uzun zamandan beri gülmediğim kadar kaygısız kuygusuz güldüm sayesinde. Ve “SANA HECELER ÇALACAĞIM GÖKTEN İNEN” adlı şiir kitabını size de öneriyorum, biliyorsunuz şiir bendenizin hassas damarı. Kitap otağına gidin, elinize alın, koklayın ve içinden ufak bir mısra okuyun sonra isterseniz almayın.
Ve sevgili okulcularım sol tarafımda oturan Fatih arkadaş bendenizi unuttuğumu sandığım kahkahalarımla buluşturdu. Sağ tarafımda oturan Ömer Karslı ise hiç unutmadığım bir tarafımla buluşturdu. Ömer Karslı yine yeni tanıdığım bir arkadaş. Ama hemen birbirimize ısındık çünkü ortak bir konumuz vardı. Onun yazdığı “YALNIZLIĞIN GÖLGESİNDE” adlı deneme kitabı. Yalnızlık bendenizin uzmanlığı sanırdım ama değilmiş. Ve bazı yalnızlıklar vardır gözle görülür, elle tutulur, bakanın içini acıtır, bir sihirli değneğiniz olsun istersiniz o an, o yalnızlığa dokunmak için. İşte o yalnızlığın yazarı sevgili Ömer Karslı o bir sosyolog ve kitabını hem bir sosyolog, hem bir düşünür ve hem de bir yaşayan olarak tasarlamış, ilk kitabı tabi ki ilerde çok daha derine ineceğini biliyorum. Ancak okumanızı isterim. Biz kitabı sayfa sayfa birlikte irdeledik, hüzünlendik en derinden. Ve güldük kendimize ve yine kalabalıkta yalnızlığı seçtik kendi köşelerimizde. Sol tarafım kahkaha sağ tarafım hüzün. Eh bizde buyduk zaten.
Ve sevgili okuyucularım yarın devam edecek yazım. Allah kısmet ederse… Şimdilik sağlıkla, sevgiyle, şiirle, şarkıyla kalalım ayrımsız gayrımsız. Yase
& & & & &
Yalnızlığın Gölgesinde’den Bir Alıntı…
Yalnızlık bir ruh hali,
hayata bakış açısı ve belki de bir felsefedir.
Hüznün ve çilenin
bekçisi olmaya talip olmaktır
kendini acılarla görevli saymaktır.
Ve bu paragraf
Beni bundan böyle
Beklese beklese
Hüzün bekler,
Çağırsa çağırsa hüzün çağırır
Neden mi ?
Neden olacak
O kadar gezilip görüldü ki…
Hep ben bir şeyden,
Bir yerden
bir kimseden uzaktayım
Ve kendimden.
& & & & &
Sevgili okuyucularım bu paragraf tartışmaya açıktır yazarla buluşup tartışabilirsiniz ya da olduğu gibi kabul edersiniz. Ancak naçizane tavsiyen tartışmaktır. Kitap fiyatları sadece 10 TL
Günün Şiiri
Öpebilsem
Dualarımda izi kaldı dudaklarının
Leke değil silsem gitsin
Gerçek değil, öpebilsem
Fatih Kurt
Köyde Bir Yaz
Dokuz yaşındayım
Cırcır böceğinin kanatlarından tutmayı öğreniyorum
Yılan gördüğümüzde s çizerek kaçıyoruz patikalardan
Yeni kestiğimiz kamış çubuklarına böğürtlen dolduruyorum
Rüzgârda kavak yapraklarının hışırtısı gitmiyor kulağımdan
Beş taş öğreniyorum ayşe ablamdan
Köyümü özlüyorum
Kernepler sarmaşığını doluyor ağaç gövdelerine
Bir kadının sarılışı gibi erkeğine
Çok çabuk geçiyor yaz
Güneşin emzirdiği ayın dizlerinde salladığı bizi
Geçiyor yaz
Ağaç kamgalarından oyuncak yapıyoruz
Bir kayık mesela yapabildiğim
Abilerimiz ustalaşmış elleriyle
Traktör yapıyorlar kalın ve dolgun kamgalardan
Fatih Kurt
Güneşin Işığı
her şey güneşi seviyor
hattâ denizler bile
denizlerde nefes alan sen bile
ve biz
güneşi değil ışığını seven insanlarız
güneş içime vuruyor
güneşin ışığı var
güneş yok
güneşin ışığını kim anlatabilecek
pazar pazar gezmek
dağ dağ dolaşmak
ve ormanlarda kalmak
güneşin ışığını anlatacak olanı arıyorum
güneş içime vuruyor
Asaf Halet ÇELEBİ
Ayna
Aynadan bakan benim
küçük gotamacık
duvarlardan karşına çıkan
aynalardan hayalini çalan
muhabbet olup vücudunu saran
küçük câriyen
nigâr-ı çîn
nigâr-i çîn
bin bir aynada oynar
ayna ayna içindedir
nigâr-i çîn
nigâr-ı çînin içinde
ve zaman
zamanın dışında
uzat ellerini küçük gotamacık
hayal hayal içinde
dünya bir hayal dolabıdır
aynalardan geçer
küçük gotamacık
çok sürmeden hayallerimiz
aynaların arkasından geçer
aynaya bakan benim
hayal annemin oğlu
bodhista gotama
dünyada en güzel şey
seni buldum
artık hiç bir şey istemem
küçük câriyem nigâr-ı çîn
uzat ellerini
aynaların dışına çıkalım
Asaf Halet ÇELEBİ
Günün Sözü
Yola Çıktıklarını, Yolda Buluklarına Değişirsen Hem Yolunu Kaybedersin Hem Dostunu
Necip Fazıl Kısakürek