23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlu Olsun

0
55

Günaydın sevgili okuyucularım nasılısınız bu sabah? Kendimi bildiğimden beri  hangi durumda olursam olayım 23 Nisan’da neşeli olurum. Bu hiç değişmedi  ve dilerim değişmez.  Neşemiz kaygısızdı  ve hüzün  denen kara melek yanımıza uğramazdı hiç  ama şimdi büyüdük ve neşemize  hüzün karıştı ve derin bir düşünce. Eskiden minnet ve teşekkürle anardık bize armağan edilen bütün bayramları, çocukluğun  hafifliği ve derin sevinci ile. Çok düşünmezdik. Bilirdik, Egemenlik  ve çocuk bayramı olduğunu. Çocuğu anlardık ama egemenlik? Onu da bilirdik. Egemenlik en genel anlamıyla devletin ülke toprakları üzerinde siyasi yönetim yetkisini kullanma hakkıdır diye ancak yinede çok düşünmezdik üzerinde.

Atatürk, babadan oğla kalan saltanat yönetimini yıkmış yerine halkın iradesini simgeleyen  bir meclis açmış,  Büyük Milet Meclisi 23 Nisan 1920’de.  Egemenlik  kayıtsız şartsız milletindir demiş. Ve kuruluş felsefesi bu olmuş. Bunu da bilirdik. Ve her şeye sahip olmuş algılardık kendimizi. Birde zaten biz çocuklara armağandı ya, gururumuza paha biçilmezdi bütün dünya çocukları arasında. Hangi devletin kurtarıcısı Atatürk ki hangi devletin kurtarıcısı  çocuklara bu kadar önem verip onlara egemenliğin timsali olan bir bayram armağan etmiş ki? Tabi benzeri yok. Ve biz bunun ayrımında idiydik daha okula yeni başladığımızda bile. Ve şimdi ayrımında olduğumuz daha başka şeylerde var artık. Bizimle birlikte büyüdü düşüncelerimiz ve değer yargılarımız.

Bize armağan edilen egemenliğin   daha  çok farkındayız şimdi. Bastığımız toprakların değerini  daha çok biliyoruz ve her adımda bu  topraklar için toprağa düşen ecdadımızı  incitmemek için yere  yavaşça  ve saygıyla  basıyoruz. Ve onların emanetine sıkı sıkıya sarılmak görevlerin en kutsalı ve vazgeçilmezi bunu biliyoruz. Ve biz her 23 Nisan’da yine çocuk oluyoruz. Kaygısız neşeli elimizde bayraklarımız yağmur çamur dinlemeyiz.

Ve bir bakalım yeniden, 23 Nisan’a Nasıl Gelindi?

İstanbul’un işgalinden üç gün sonra, Atatürk 19 Mart 1920 tarihinde bildiri yayımladı. Bildiride, olağanüstü yetkiler taşıyan bir Meclisin Ankara’da toplanacağı, Meclis’e katılacak üyelerin nasıl seçilecekleri, seçilenlerin en geç on beş gün içinde yapılması gereği, kesin ve kararlı ifadelerle yer alıyordu. Ayrıca, dağılan Meclis-i Mebusan’ın üyeleri de Ankara’daki Meclis’e katılabileceklerdi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş temelleri Ankara’daki bu ilk tarihi binada atıldı. Birinci Meclis Binası, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın yönetim yeri olarak pek çok tartışma ve millî kararlara sahne oldu: Bu yapı bugün Kurtuluş Savaşı Müzesi olarak, ilk yılların anılarını sergiliyor. İllerde seçilen temsilciler ve Meclis-i Mebusan’ın bir kısım üyeleri Ankara’ya geldiler.

Ankara’nın o günkü şartlarında Meclis’in toplanabileceği elverişli bir bina yok gibiydi. Sonunda, İkinci Meşrutiyet döneminde, İttihat ve Terakki Cemiyeti kulübü olarak yapılmış tek katlı bir bina uygun görüldü. Eksik kalmış yapı tamamlandı, okullardan toplanan ve halkın katkısıyla sağlanan eşyalarla donatıldı. Hazırlıklar tamamlanınca, Atatürk 21 Nisan’da yayınladığı ikinci bir bildiri ile Meclis’’in 23 Nisan günü toplanacağını ve açılış töreninin nasıl yapılacağını duyurdu.

23 Nisan 1920 Cuma sabahı erken saatlerde, Ankara’da bulunan herkes Meclis Binası çevresinde toplandı. Halk, kendi kaderine sahip çıkmanın coşkusu içindeydi. Hacı Bayram Câmii’nde kılınan öğle namazından sonra, Meclis binası girişinde bir tören yapıldı. Saat 13.45’de, Ankara’ya gelebilen 115 milletvekili Meclis salonunda toplandı.

Parlamento geleneklerine göre, en yaşlı üye olan Sinop Milletvekili Şerif Bey (1845), Başkanlık kürsüsüne çıktı ve aşağıdaki konuşmayı yaparak Meclis’in ilk toplantısını açtı.

“Burada Bulunan Saygıdeğer İnsanlar, İstanbul’un geçici kaydıyla yabancı kuvvetler tarafından işgal olunduğu ve bütün temelleri ile halifelik makamının ve hükümet merkezinin bağımsızlığının yok edildiği hepimizce bilinmektedir. Bu duruma baş eğmek, milletimizin, teklif olunan yabancı köleliğini kabul etmesi demektir. Ancak tam bağımsızlık ile yaşamak için kesin olarak kararlı bulunan ve ezelden beri hür ve başına buyruk yaşamış olan milletimiz, kölelik durumunu son derece ve kesinlikle reddetmiş ve hemen vekillerini toplamaya başlayarak Yüksek Meclisimizi meydana getirmiştir. Bu Yüksek Meclisin en yaşlı üyesi sıfatıyla ve Allah’ın yardımıyla milletimizin iç ve dış tam bağımsızlık içinde alın yazısının sorumluluğunu doğrudan doğruya yüklenip, kendi kendisini yönetmeye başladığını bütün dünyaya ilan ederek, Büyük Millet Meclisi’ni açıyorum.”

Bu açılış konuşmasında, millî egemenliğe dayalı yeni Türk parlamentosunun adı da “Büyük Millet Meclisi” olarak konulmuştu. Bu ad herkesçe benimsendi. Daha sonra Atatürk’ün tüm konuşmalarında yer aldığı şekliyle ve ilk kez 8 Şubat 1921 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesinde de yazılı olarak, “Türkiye Büyük Millet Meclisi” (TBMM) adı kalıcılık kazandı.

TBMM, 24 Nisan 1920 günü yaptığı ikinci toplantısında Mustafa Kemal Paşa’yı (Atatürk), başkanlığa seçti. Mustafa Kemal Paşa, kendi öncülüğünde kurulan TBMM”nin başkanlığını Cumhurbaşkanı seçildiği gün olan 29 Ekim 1923 tarihine kadar sürdürdü. TBMM, açılışından iki gün sonra, sadece yasama değil, yürütme gücüne de sahip olacak hukukî ve siyasî yapısını düzenleme çalışmalarına başladı.

İlk meclis başkanı Mustafa Kemal Atatürk’tü. Bu düzenlemeler, TBMM’nin tam bir “güçler birliği” ilkesini benimsediğini göstermişti.

Dün kutladığımız 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramımız  kutlu olsun. Sağlıkla ve sevgiyle, birlik ve beraberlikle, her zaman sevgili okuyucularım. Yase

Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi

Günün Şiiri

23 Nisan 1920

23 Nisan 1920,
Kurtuluş Savaşı günleri.
Tek bir yumruk oldu,
Yurdun ileri gelenleri.

23 Nisan 1920,
Açıldı Millet Meclisi.
Kabul edildi böylece,
Milletin egemenliği.

23 Nisan 1920,
Coşku sardı her yeri.
Tanıdı tüm devletler,
Önder Mustafa Kemal’i.

Birkan Soylu

Dünya Çocuk Bayramı

Kiminin saçı siyah,
Kiminin saçı sarı…
Ankara’da buluştu,
Dünyanın çocukları.
Her Yirmi Üç Nisan’da
Tekrarlanır bu olay.
Buluşma nedenini,
Açıklamak çok kolay.
Bu kocaman dünyada
Ülke sayısı çoktur.
Oysa ki hiç birinin
Çocuk Bayramı yoktur.
Dünyanın çocukları
Yurdumuza koşuyor,
Her Yirmi Üç Nisan’da
Cıvıldaşıp coşuyor.
Türkiye konuklarla,
Kalpler sevgiyle dolsun.
Dünya Çocuk Bayramı
Herkese mutlu olsun!
Altan ÖZYÜREK 

Egemenlik Ulusundur

Egemenlik ulusun olduğu günden beri,
Her gün daha çok artan bir zevkle yaşıyoruz.
Biz seyredenlerin kamaşıyor gözleri,
Asırları yılların içinde aşıyoruz…

Artık maziye gömdük mesafeyi, zamanı;
Her geçen gün andırır bir 23 Nisanı.
Kalplerde inkılabın bilinçli heyecanı,
Mukaddes hedeflere hızla yaklaşıyoruz.

Yolumuzda ışıktır demokratik meş’ale,
Biz milletçe bağlıyız ulusal ülkülere.
Heybetli bir çığ gibi bütün ulus el ele.
Yeni bir medeniyet için uğraşıyoruz.

Bugün yirmi milyon Türk bir tek kalp, bir tek vücut;
Hepsinde aynı hamle, aynı güvenli umut.
Yuvalar şenlik dolu, gönüller ferah, mesut…
En kutlu bir hayatın zevkini taşıyoruz.

Halil Refet TANIŞIK

Günün Sözü

Milletin bağımsızlığını yine Milletin azim ve kararı kurtaracaktır.

Mustafa Kemal Atatürk

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here