23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlu Olsun

0
69

Günaydın sevgili okuyucularım nasılısınız bu sabah? Kendimi bildiğimden beri  hangi durumda olursam olayım 23 Nisan’da neşeli olurum. Bu hiç değişmedi ve dilerim değişmez. Neşemiz kaygısızdı ve hüzün  denen kara melek yanımıza uğramazdı hiç ama şimdi büyüdük ve neşemize hüzün karıştı ve derin bir düşünce. Eskiden minnet ve teşekkürle anardık bize armağan edilen bu ve bütün bayramları çocukluğun hafifliği ve derin sevinci ile. Çok düşünmezdik. Bilirdik, Egemenlik ve çocuk bayramı olduğunu. Çocuğu anlardık ama egemenlik? Onu da bilirdik. “Egemenlik en genel anlamıyla devletin ülke toprakları üzerinde siyasi yönetim yetkisini kullanma hakkıdır” diye ancak yinede çok düşünmezdik üzerinde. Atatürk, babadan oğla kalan saltanat yönetimini yıkmış yerine halkın iradesini simgeleyen bir meclis açmış! Büyük Milet Meclisi 23 Nisan 1920’de. Egemenlik  kayıtsız şartsız halkındır demiş. Ve kuruluş felsefesi bu olmuş. Bunu da bilirdik. Ve her şeye sahip olmuş algılardık kendimizi. Birde zaten biz çocuklara armağandı ya, gururumuza  da paha biçilmezdi bütün dünya çocukları arasında. Hangi devletin kurtarıcısı Atatürk ki hangi devletin kurtarıcısı  çocuklara bu kadar önem verip onlara egemenliğin timsali olan bir bayram armağan etmiş ki? Tabi benzeri yok. Ve biz bunun ayrımında idiydik daha okula yeni başladığımızda bile. Ve şimdi ayrımında olduğumuz daha başka şeylerde var artık. Bizimle birlikte büyüdü düşüncelerimiz ve değer yargılarımız. Bize armağan edilen egemenliğin daha çok farkındayız şimdi. Bastığımız toprakların değerini daha çok biliyoruz ve her adımda bu topraklar için toprağa düşen ecdadımızı incitmemek için yere yavaşça ve saygıyla basıyoruz. Ve onların emanetine sıkı sıkıya sarılmak görevlerin en kutsalı ve vazgeçilmezi bunu biliyoruz. Ve biz her 23 Nisan’da yine çocuk oluyoruz. Kaygısız, neşeli elimizde bayraklarımız yağmur çamur dinlemeyiz. Ve bir bakalım yeniden, 23 Nisan’a nasıl gelindi?

İstanbul’un işgalinden üç gün sonra, Atatürk 19 Mart 1920 tarihinde bildiri yayımladı. Bildiride, “olağanüstü yetkiler taşıyan bir Meclisin Ankara’da toplanacağı, Meclis’e katılacak üyelerin nasıl seçilecekleri, seçilenlerin en geç on beş gün içinde yapılması gereği, kesin ve kararlı ifadelerle yer alıyordu. Ayrıca, dağılan Meclis-i Mebusan’ın üyeleri de Ankara’daki Meclis’e katılabileceklerdi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş temelleri Ankara’daki bu ilk tarihi binada atıldı. Birinci Meclis Binası, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın yönetim yeri olarak pek çok tartışma ve millî kararlara sahne oldu: Bu yapı bugün Kurtuluş Savaşı Müzesi olarak, ilk yılların anılarını sergiliyor. İllerde seçilen temsilciler ve Meclis-i Mebusan’ın bir kısım üyeleri Ankara’ya geldiler.

Ankara’nın o günkü şartlarında Meclis’in toplanabileceği elverişli bir bina yok gibiydi. Sonunda, İkinci Meşrutiyet döneminde, İttihat ve Terakki Cemiyeti kulübü olarak yapılmış tek katlı bir bina uygun görüldü. Eksik kalmış yapı tamamlandı, okullardan toplanan ve halkın katkısıyla sağlanan eşyalarla donatıldı. Hazırlıklar tamamlanınca, Atatürk 21 Nisan’da yayınladığı ikinci bir bildir ile, Meclis’in 23 Nisan günü toplanacağını ve açılış töreninin nasıl yapılacağını duyurdu.

23 Nisan 1920 Cuma sabahı erken saatlerde, Ankara’da bulunan herkes Meclis Binası çevresinde toplandı. Halk, kendi kaderine sahip çıkmanın coşkusu içindeydi. Hacı Bayram Câmii’nde kılınan öğle namazından sonra, Meclis binası girişinde bir tören yapıldı. Saat 13.45’de, Ankara’ya gelebilen 115 milletvekili Meclis salonunda toplandı.

Parlamento geleneklerine göre, en yaşlı üye olan Sinop Milletvekili Şerif Bey (1845), Başkanlık kürsüsüne çıktı ve aşağıdaki konuşmayı yaparak Meclis’in ilk toplantısını açtı.

Burada bulunan saygıdeğer insanlar, İstanbul’un geçici kaydıyla yabancı kuvvetler tarafından işgal olunduğu ve bütün temelleri ile halifelik makamının ve hükümet merkezinin bağımsızlığının yok edildiği hepimizce bilinmektedir. Bu duruma baş eğmek, milletimizin, teklif olunan yabancı köleliğini kabul etmesi demektir. Ancak tam bağımsızlık ile yaşamak için kesin olarak kararlı bulunan ve ezelden beri hür ve başına buyruk yaşamış olan milletimiz, kölelik durumunu son derece ve kesinlikle reddetmiş ve hemen vekillerini toplamaya başlayarak Yüksek Meclisimizi meydana getirmiştir. Bu Yüksek Meclisin en yaşlı üyesi sıfatıyla ve Allah’ın yardımıyla milletimizin iç ve dış tam bağımsızlık içinde alın yazısının sorumluluğunu doğrudan doğruya yüklenip, kendi kendisini yönetmeye başladığını bütün dünyaya ilan ederek, Büyük Millet Meclisi’ni açıyorum.”

Bu açış konuşmasında, millî egemenliğe dayalı yeni Türk parlamentosunun adı da “Büyük Millet Meclisi” olarak konulmuştu. Bu ad herkesçe benimsendi. Daha sonra Atatürk’ün tüm konuşmalarında yer aldığı şekliyle ve ilk kez 8 Şubat 1921 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesinde de yazılı olarak, “Türkiye Büyük Millet Meclisi” (TBMM) adı kalıcılık kazandı.

TBMM, 24 Nisan 1920 günü yaptığı ikinci toplantısında Mustafa Kemal Paşa’yı (Atatürk), başkanlığa seçti. Mustafa Kemal Paşa, kendi öncülüğünde kurulan TBMM’nin başkanlığını Cumhurbaşkanı seçildiği gün olan 29 Ekim 1923 tarihine kadar sürdürdü. TBMM, açılışından iki gün sonra, sadece yasama değil, yürütme gücüne de sahip olacak hukukî ve siyasî yapısını düzenleme çalışmalarına başladı.

İlk meclis başkanı Mustafa Kemal Atatürk… Bu düzenlemeler, TBMM’nin tam bir “güçler birliği” ilkesini benimsediğini göstermişti.

23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun. Sağlıkla ve sevgiyle, birlik ve beraberlikle kalın her zaman sevgili okuyucularım. Yase

Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi

Günün Şiiri

23 NİSAN 1920

23 Nisan 1920,
Kurtuluş Savaşı günleri.
Tek bir yumruk oldu,
Yurdun ileri gelenleri.

23 Nisan 1920,
Açıldı Millet Meclisi.
Kabul edildi böylece,
Milletin egemenliği.

23 Nisan 1920,
Coşku sardı her yeri.
Tanıdı tüm devletler,
Önder Mustafa Kemal’i.

Birkan Soylu

DÜNYA ÇOCUK BAYRAMI
Kiminin saçı siyah, / Kiminin saçı sarı…
Ankara’da buluştu, / Dünyanın çocukları.
Her Yirmi Üç Nisan’da / Tekrarlanır bu olay.
Buluşma nedenini, / Açıklamak çok kolay.
Bu kocaman dünyada / Ülke sayısı çoktur.
Oysa ki hiç birinin / Çocuk Bayramı yoktur.
Dünyanın çocukları / Yurdumuza koşuyor,
Her Yirmi Üç Nisan’da / Cıvıldaşıp coşuyor.
Türkiye konuklarla, / Kalpler sevgiyle dolsun.
Dünya Çocuk Bayramı / Herkese mutlu olsun!

Altan ÖZYÜREK

 

23 NİSAN

Yirmi Üç Nisan geldi,
Dalgalansın bayraklar.
Bayramı ağaç bildi,
Kıpırdandı yapraklar.

Hakkındır güzel çocuk.
Oyna, sevin, hiç durma.
Şenlensin dört bir bucak,
Çalınsın davul, zurna.

Tutuşalım el ele,
Bir yere toplanalım,
Atamıza bak hele:
Tekrar tekrar analım.

Kıymetini kim bilmez,
Eşsiz güzel vatanın
Ruhuna leke gelmez,
Bu toprakta yatanın.

Okulumuz süslensin,
Bayrağımız yükselsin.
Kore’deki şehitler
Bugün bayrama gelsin.

Bakma küçük çağına,
Sen, kahraman bir ersin,
Tanrı Türk çocuğuna
Çok bayramlar göstersin.

İbrahim CESUR

 

23 NİSAN

Sanki her tarafta var bir düğün.
Çünkü, en şerefli en mutlu gün.
Bugün yirmi üç Nisan,
Hep neşeyle doluyor insan.

İşte, bugün bir meclis kuruldu,
Sonra hemen padişah kovuldu.
Bugün yirmi üç Nisan,
Hep neşeyle doluyor insan.

Bugün, Atatürk’ten bir armağan,
Yoksa, tutsak olurduk sen inan.
Bugün yirmi üç Nisan,
Hep neşeyle doluyor insan.

Saip EGÜZ

 

Günün Sözü

“Milletin bağımsızlığını yine Milletin azim ve kararı kurtaracaktır”

Mustafa Kemal Atatürk

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here