Günaydın sevgili okuyucularım nasılısınız bu sabah? Kendimi bildiğimden beri hangi durumda olursam olayım 23 Nisan’da neşeli olurum. Bu hiç değişmedi ve dilerim değişmez hiçbir zaman. Okulluyken neşemiz kaygısızdı ve hüzün denen kara melek yanımıza uğramazdı hiç. Ama şimdi büyüdük ve neşemize hüzün karıştı ve derin bir düşünce esir etti bizi. Eskiden minnet ve teşekkürle anardık bize armağan edilen bu ve bütün bayramları çocukluğun hafifliği ve derin sevinci ile. Çok düşünmezdik. Bilirdik, Egemenlik ve çocuk bayramı olduğunu. Çocuğu anlardık ama egemenlik? Onu da bilirdik. Egemenlik en genel anlamıyla devletin ülke toprakları üzerinde siyasi yönetim yetkisini kullanma hakkıdır diye Atatürk, babadan oğulla kalan saltanat yönetimini kaldırmış yerine halkın iradesini simgeleyen bir meclis açmış! Büyük Milet Meclisi 23 Nisan 1920’de. Ankara’da “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” demiş.
Ve kuruluş felsefesi bu olmuş. Ve sonra biz çocuklara armağan etmişti. Gururumuza paha biçilmezdi bütün dünya çocukları arasında. Hangi devletin kurtarıcısı Atatürk ki, hangi devletin kurtarıcısı çocuklara bu kadar önem verip onlara egemenliğin timsali olan bir bayram armağan etmiş ki? Ve biz bunun ayrımında idiydik daha okula yeni başladığımızda bile. Ve şimdi ayrımında olduğumuz daha başka şeylerde var artık. Bizimle birlikte büyüdü düşüncelerimiz ve değer yargılarımız. Bize armağan edilen egemenliğin daha, daha çok farkındayız şimdi. Bastığımız toprakların değerini daha çok biliyoruz ve her adımda bu topraklar için torağa düşen ecdadımızı incitmemek için yere yavaşça ve saygıyla basıyoruz Ve onların emanetine sıkı sıkıya sarılmak görevlerin en kutsalı ve vazgeçilmezi bunu biliyoruz.
Ve biz her 23 Nisan’da yine çocuk oluyoruz. Kaygısız ve neşeli elimizde bayraklarımız yağmur çamur dinlemez. Ve bir bakalım 23 Nisan’a nasıl gelindi?
23 Nisan’a Nasıl Gelindi?
İstanbul’un işgalinden üç gün sonra, Atatürk 19 Mart 1920 tarihinde bildiri yayımladı. Bildiride, olağanüstü yetkiler taşıyan bir Meclisin Ankara’da toplanacağı, Meclis’e katılacak üyelerin nasıl seçilecekleri, seçilenlerin en geç on beş gün içinde yapılması gereği, kesin ve kararlı ifadelerle yer alıyordu. Ayrıca, dağılan Meclis-i Mebusan’ın üyeleri de Ankara’daki Meclis’e katılabileceklerdi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş temelleri Ankara’daki bu ilk tarihi binada atıldı. Birinci Meclis Binası, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın yönetim yeri olarak pek çok tartışma ve millî kararlara sahne oldu: Bu yapı bugün Kurtuluş Savaşı Müzesi olarak, ilk yılların anılarını sergiliyor. İllerde seçilen temsilciler ve Meclis-i Mebusan’ın bir kısım üyeleri Ankara’ya geldiler.
Ankara’nın o günkü şartlarında Meclis’in toplanabileceği elverişli bir bina yok gibiydi. Sonunda, İkinci Meşrutiyet döneminde, İttihat ve Terakki Cemiyeti kulübü olarak yapılmış tek katlı bir bina uygun görüldü. Eksik kalmış yapı tamamlandı, okullardan toplanan ve halkın katkısıyla sağlanan eşyalarla donatıldı. Hazırlıklar tamamlanınca, Atatürk 21 Nisan’da yayınladığı ikinci bir bildir ile, Meclis’in 23 Nisan günü toplanacağını ve açılış töreninin nasıl yapılacağını duyurdu.
23 Nisan 1920 Cuma sabahı erken saatlerde, Ankara’da bulunan herkes Meclis Binası çevresinde toplandı. Halk, kendi kaderine sahip çıkmanın coşkusu içindeydi. Hacı Bayram Câmii’nde kılınan öğle namazından sonra, Meclis binası girişinde bir tören yapıldı. Saat 13.45’de, Ankara’ya gelebilen 115 milletvekili Meclis salonunda toplandı.
Parlamento geleneklerine göre, en yaşlı üye olan Sinop Milletvekili Şerif Bey (1845), Başkanlık kürsüsüne çıktı ve aşağıdaki konuşmayı yaparak Meclis’in ilk toplantısını açtı.
Burada Bulunan Saygıdeğer İnsanlar, İstanbul’un geçici kaydıyla yabancı kuvvetler tarafından işgal olunduğu ve bütün temelleri ile halifelik makamının ve hükümet merkezinin bağımsızlığının yok edildiği hepimizce bilinmektedir. Bu duruma baş eğmek, milletimizin, teklif olunan yabancı köleliğini kabul etmesi demektir. Ancak tam bağımsızlık ile yaşamak için kesin olarak kararlı bulunan ve ezelden beri hür ve başına buyruk yaşamış olan milletimiz, kölelik durumunu son derece ve kesinlikle reddetmiş ve hemen vekillerini toplamaya başlıyarak Yüksek Meclisimizi meydana getirmiştir. Bu Yüksek Meclisin en yaşlı üyesi sıfatıyla ve Allah’ın yardımıyla milletimizin iç ve dış tam bağımsızlık içinde alın yazısının sorumluluğunu doğrudan doğruya yüklenip, kendi kendisini yönetmeye başladığını bütün dünyaya ilan ederek, Büyük Millet Meclisi’ni açıyorum.”
Bu açılış konuşmasında, millî egemenliğe dayalı yeni Türk parlamentosunun adı da “Büyük Millet Meclisi” olarak konulmuştu. Bu ad herkesçe benimsendi. Daha sonra Atatürk’ün tüm konuşmalarında yer aldığı şekliyle ve ilk kez 8 Şubat 1921 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesinde de yazılı olarak, “Türkiye Büyük Millet Meclisi” (TBMM) adı kalıcılık kazandı.
TBMM, 24 Nisan 1920 günü yaptığı ikinci toplantısında Mustafa Kemal Paşa’yı (Atatürk), başkanlığa seçti. Mustafa Kemal Paşa, kendi öncülüğünde kurulan TBMM’nin başkanlığını Cumhurbaşkanı seçildiği gün olan 29 Ekim 1923 tarihine kadar sürdürdü. TBMM, açılışından iki gün sonra, sadece yasama değil, yürütme gücüne de sahip olacak hukukî ve siyasî yapısını düzenleme çalışmalarına başladı.
İlk meclis başkanı Mustafa Kemal Atatürk… Bu düzenlemeler, TBMM’nin tam bir “güçler birliği” ilkesini benimsediğini göstermişti.
23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun. Sağlıkla ve sevgiyle birlik ve beraberlikle… Her zaman sevgili okuyucularım. Yase
Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
Günün Şiiri
23 Nisan 1920
23 Nisan 1920,
Kurtuluş Savaşı günleri.
Tek bir yumruk oldu,
Yurdun ileri gelenleri.
23 Nisan 1920,
Açıldı Millet Meclisi.
Kabul edildi böylece,
Milletin egemenliği.
23 Nisan 1920,
Coşku sardı her yeri.
Tanıdı tüm devletler,
Önder Mustafa Kemal’i.
Birkan Soylu
Dünya Çocuk Bayramı
Kiminin saçı siyah,
Kiminin saçı sarı…
Ankara’da buluştu,
Dünyanın çocukları.
Her Yirmi Üç Nisan’da
Tekrarlanır bu olay.
Buluşma nedenini,
Açıklamak çok kolay.
Bu kocaman dünyada
Ülke sayısı çoktur.
Oysa ki hiç birinin
Çocuk Bayramı yoktur.
Dünyanın çocukları
Yurdumuza koşuyor,
Her Yirmi Üç Nisan’da
Cıvıldaşıp coşuyor.
Türkiye konuklarla,
Kalpler sevgiyle dolsun.
Dünya Çocuk Bayramı
Herkese mutlu olsun!
Altan ÖZYÜREK
Hoş Geldin 23 Nisan
Günlerdir yolunu bekledik durduk.
Sen geleceksin diye çiçek açtı,
Bahçelerdeki bütün ağaçlar.
Leylekler yuvalarına döndü
Toprak ısındı, uyandı karıncalar.
Çoluk çocuk yollara döküldü.
Bugün sevinç içindeyiz hepimiz,
Bayraklarla süsleniyor balkonlar.
Caddelere taklar kuruluyor,
Bizim marşı çalıyor bandolar.
Nasıl sevinmeyelim geldiğine?
Okulda bayram, evde bayram,
Sokakta bayram…
Hoş geldin, 23 Nisan!
Sana gözlerimizden sevinç,
Bahçelerimizden bahar getirdik.
Bari hemen bitivermese bu yolculuk.
Seni kucaklamaya geliyor bugün,
Köyler, şehirler dolusu çocuk.
Ş. Enis REGÜ
Günün Sözü
23 Nisan, Türkiye milli tarihinin başlangıcı ve yeni bir dönüm noktasıdır. Bütün bir düşmanlık dünyasına karşı ayağa kalkan Türkiye halkının, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni meydana getirmek hususunda gösterdiği harikayı ifade eder. Milletin bağımsızlığını yine Milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
Mustafa Kemal Atatürk