18 Mart Çanakkale Zaferi

0
55

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Bugün (dün) 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitlerini Anma Günü. Şan ve şeref günü… Şehitlerimizi minnetle, sevgiyle ve özür dileyerek anıyoruz. Bildiğiniz gibi Çanakkale Savaşı, 18 Mart 1915 – 9 Ocak 1916 tarihleri arasında gerçekleşmiş. 18 Mart 1915’de başlayan ilk saldırı 9 Ocak 1916 tarihinde karşı donanmanın ülkeyi tamamen terk etmesi ile son bulmuştur.

Çanakkale Savaşları, bağımsızlık için atılan ilk adımlar olduğu için çok önemlidir. Türk halkı Mustafa Kemal’i 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığı zaman tanımış, inanmış ve ona kenetlenmişti. Mustafa Kemal de bu azimli, inançlı halkla zafer kazanacağının bilincinde idi. Bu karşılıklı güven, inanç onları başarı yolunda muzaffer kılmıştı. Bu savaşlardaki başarısından dolayı albaylık rütbesi almış ve bir dahi çıkmıştı bu savaşlardan Albay Mustafa Kemal Paşa.

Ve bu zaferlerin  sonuçları  dünyanın kaderini değiştirmiştir. Şöyle ki Çanakkale Savaşının 4 yıl sürmesi, üç imparatorluğun (Osmanlı, Çarlık ve Avusturya/Macaristan İmparatorlukları) tarihten silinmesine neden olmuştur. Ve Gelibolu Yarımadası’nda  düşmana  kesin darbeler vurarak onları yenilgiye uğratan Albay Mustafa Kemal’in Anafartalar tepesinde yaktığı zafer meşalesi, Kurtuluş savaşımızın da  yolunu aydınlatmıştır. Kurtuluş yolunun aydınlanması ile bu günkü yerimizdeyiz şimdi. Bunun ayrımında olaraktan minnetimiz ölçülemeyecek kadar büyük ve şükranlarımız yeri göğü dolduracak kadar çok ama yine yetersiz. Mekanınız cennet olsun, rahmetle yatın ulusal bağımsızlığımızın ilk şehitleri.

Siz “Çanakkale Geçilmez” dediniz, düşmanı geçirmediniz. “Vatanın bağımsızlığı ve bütünlüğü bölünmez” dediniz. Canınızı ortaya koydunuz ve böldürmediniz. Biz size nasıl minnettar olmayalım daha. Ve çocuklarımızı bu bilinçle nasıl eğitmeyelim. Eğer bunu yapmazsak size ihanet etmiş oluruz. Biz bu bilinçle büyüdük, çocuklarımızda bu bilinçle büyüyecek ve dünya döndükçe şükranla, minnetle anılacaksınız. Mekânınızda rahat uyuyun. Biz nöbetteyiz.

Ve sevgili okuyucularım her zamankiden değişik duygularımız bu günde. Başımız eğik saygımızdan toprakta gözlerimiz çünkü orada binlerce kefensiz yatan şehit var. Ve şimdilik sağlık ve sevgiyle kalalım diyorum. Hep birlikte  bütün ayrımcılığa inat… Yase

Şubat Güneşi

Ahmet hayretle dinlemişti “yaşadıkların giysilerin mi oluyor yani?” demişti daha dün gece. “Evet, kaderin biçtiği ve diktiği giysiler! Bize onları giymek kalıyor yakışması önemli değil. Ve ben yaşadıklarımı bir çırpıda anlatabilirim ama senin hakkımda bildiklerini normalde bilebilmek için bazen bir ömür geçirmek gerekebilir. Hatta bir ömre rağmen bunlardan çoğu bilinmeyebilir de. Şimdi kendimi karşında savunmasız ve çıplak olarak neden algıladığımı anlatabildim mi? Bir kaç karanlık saatte sen bunların hepsini öğrendin.” dediğini de abisine anlatmadan geçti.

“Zaten geceden beride ateşler içinde bir uykuda bir uyanık” diye devam etti. Uyanıkken biraz konuştuk, akıllı, bilgili, neşeli bir kız. Cana yakında. Ama geceden beri doğru dürüst bir şey yemedi hatta İskenderun’a geldiğinden beri de bir şey yemediğine eminim.” “Yemedi mi? Yiyemedi mi?” “Aslında yiyemedi yemek istedi ama içi almıyordu galiba. Üstelik baya bir kustu içi dışına çıktı adeta.”

Kızın çaresizce “sırtımı ovar mısın” demesi geldi aklına içi yine şefkatle doldu. “Kusmak onu çok yordu bir ara içi bile geçti. Ama yinede laf yetiştirtmekten geri kalmıyordu… Şu çokbilmişe bir bakayım” diyerek elindeki çay fincanını masaya bırakıp kalktı salona bir göz attı. Kız elinde serum öylece yatıyordu. “Çok uyumlu bir kız ayrıca çok tatlı” diyerek dönüp geldi. Selim gülümseyerek onu izliyordu. “Annem gördü mü onu?”

“Evet tabi. Annem de onu sevdi.” “İşte bu iyi bilirsin annem çocukları söz konusu olunca biraz seçicidir.” “Ama burada söz konusu olan kızın gidecek yerinin olmaması ve bize kayıtsız şartsız güvenmesi. Sanırım annemin hoşuna bu gitti.” “Kesinlikle.” İkisi birden gülmeye başladılar. Arkası Yarın

Günün Şiiri

Zafer Türküsü
Yaşamaz ölümü göze almayan,
Zafer, göz yummadan koşana gider.
Bayrağa kanının alı çalmayan,
Gözyaşı boşana-boşana gider!
Kazanmak istersen sen de zaferi,
Gürleyen sesinle doldur gökleri,
Zafer dedikleri kahraman peri,
Susandan kaçar da coşana qider.
Bu yolda herkes bir, ey delikanlı,
Diriler şerefli, ölüler şanlı!
Yurt için dövüşen başı dumanlı,
Her zaman bu şandan, o şana gider.
Faruk Nafiz ÇAMLIBEL

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here