Belen ilçesine bağlı Atik suyu mezrasında yaşayan yaklaşık otuz haneli, köhne dededen kalma evlerde ikamet eden köylü vatandaşlar, HATSU’nun aldığı kararla perişan edildi. Göreve başladığında sosyal belediyecilik şeklinde konuya yaklaşan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, seçim öncesi söylemiş olduğu “garibanın ve fakirin her daim yanında olacağım” sözleriyle beyanatlar vermişti. Yapılan son durum değerlendirmesinde konu çelişkili bir hal aldı.
Bu mezrada zor şartlarda geçimini sağlayan genelde emekli vatandaşlar, alınan bu karara tepki gösterdi. ‘…Bulunduğumuz yer yıllar boyu köydü. Köylerin mahalle olması üzerine yerleşim yerlerimiz mahalle statüsüne alındı. Dedelerimizden beri bulunduğumuz yerden bir buçuk kilometre öteden dağın tepesinden çıkan suyu önce arıklarla evimizin yamacına getirttik. Daha sonra kendi aramızda topladığımız paralarla suyun gözünden borularla suyu ilk önce iptidai metotlarla kendi yaptığımız su toplama havuzuna getirip oradan da arıklar vasıtasıyla, evimizin etrafına ektiğimiz sebze meyve ağaçlarını suladığımız gibi kullanma suyu olarak suyu kullanıyorduk.
Köy hizmetleri yaşadığımız bu zor şartları göz önünde tutarak, bir su toplama deposu inşa etti ve suyumuzu bu depo vasıtasıyla kullanır olduk. Suyun debisinin az olması nedeniyle, imece usulüyle kendi imkanlarımızla suyu idareli kullanıyor ve kendi yetiştirdiğimiz sebze meyvelerle çoluk çocuğumuzun geleceğini hazırlıyorduk.
Zamanla su depomuz kirlenmeye başladı ve bu konuyu HATSU ilgilileri geldiler incelediler ve depomuz temizlendi, boyandı. Devletin sıcak ilgisiyle çok memnun olduk. Kurban bayramı sonrası, HATSU bizlere su saati takacağımızı ve takılmadığı takdirde çok büyük cezalarla karşılaşacağımızı belirtti. Bir anda HATSU’nun aldığı bu olağan üstü kararla ne yapacağımızı bilemez olduk. Devletin kararlarına saygılıyız. Kararların kendi konumumuzun gözetilerek alınması tek isteğimiz.
Yıllarca kendi alt yapımızı yaptığımız ve her sıkıntıda birliktelikle gece gündüz suyun gözünde yaptığımız iyileştirme çabalarımız ve kilometrelerce boru döşediğimiz ancak kendimize yeten bu suya şimdi bir anda su sayacı takılmasına anlam veremiyoruz. Yetkililerin ille de “kanun var bu böyle olacak ve olmalı” sözleriyle şaşırmış ve perişan vaziyetteyiz.
Suyun ana gözüne ne araba nede motorlu vasıtalar çıkabilir. Suya gitmek bir dert, gelmek bir dert! Herhangi şekilde tesisat arızalansa veya suyun akış boruları tıkansa, tamir için donanımlı gidilemeyecek yerde. Su hattı tamamen arızalansa tamir edecek güç olmaz. Ancak o yolu bilen yerel insanların gücüyle tamir edilebilir. Sosyal belediyecilik hoş görüsüne yakışmayan bu sıkıntılı durumun bir an evvel yeniden gözden geçirilmesini, yetkililerden ve Sn. Lütfi Savaş’tan bekliyoruz…’
Dağın başında oturan bir avuç insan bunları söylüyor. İnsanların yaşam tarzlarında ne şekilde zorluklarla karşılaşacaklarını detaylı şekilde incelemeden, depo temizliği ve ardından boyanmasının ardından alınan bu karar vicdanlarımıza ters geliyor.
İnanıyorum ki her konuşmasında Hatay halkının olumlu geleceği uğruna çalışmalar yaptığını tüm sözlerinde dile getiren HBB Başkanı Lütfü Savaş, bu konuyu çok hızlı şekilde inceleteceği ve perişan olan dağın tepesinde bulunan ve zorluklara geçimini sağlayan vatandaşlarımızın derdine çare olacağı kanaatindeyim.
Su dünyanın her yerinde kavgalara ve sonunda üzücü olaylara sebebiyet veren can alıcı bir nesne! Su konusunda çoğu kişi birbirleriyle münakaşa edebilir bu çok doğal bir hadise. Önemli olan büyüklerin devreye girerek olumlu yaklaşımlarda bulunmasıdır. Mıntıkada oturanların çoğu devletin yardımıyla yaşamlarını sürdürüyor.
Kışın kömür yardımı ve fakirlik aylığıyla geçinen bu vatandaşların su saati ve su parası ödeyecek güçleri yok. Su siyasi bir mecra haline gelmemeli. Her yapılan olumlu girişimler halkımızın geleceğine adaletli şekilde dönmeli ve köylü evinin bahçesinde kendine yeter şekilde akan suyu değerlendirmeli sebze ve meyvesini ekmelidir.
Benimde o mezrada bir yerim var. Tepeye çıkan basmakalıp taşlı yola ne araba çıkardı ne de vatandaşlar. Çocukların okullarına giderken, bayır aşağı kaydıklarına düşüp yaralandıklarına şahit oldum. Zamanın Belen Belediye Başkanı Cemil Yılmazlar ile yola parke yapılması için ne mücadele ettiğimi bir Allah bir ben biliyorum.
Sağ olsun tepeye çıkan yola alt yapı ve parke döşettirerek, çocukların ve vatandaşların evlerine sağlıklı şekilde gitmesine imkan sağladı. Allah razı olsun tüm emeği geçenlere. Aynı büyüklüğü HBB Başkanı ve ilgililerden bekliyoruz. Vatandaşa hizmet konusunda her zaman öne çıkarak, beyanatlarda bulunan siyasilerden beklenen tek şey ilgi alaka ve yardımseverliktir.