Geçmiş yıllarda, dinimizin ve topraklarımızın ne şekilde istismar edildiğini yakinen yaşadık. Zayıf devletleri işgal etmeyi çok güzel şekilde planlayan sözde ileri devletler topluluğu şimdi AB şeklinde karşımızda. Amerika Birleşik Devletleri başrolde! Fransa, İngiltere, İspanya, İtalya, Almanya ve uzantıları… İşleri güçleri ilericilik maskesi altında geri kalmış ülkeleri işgal etmek. Anlaşma Devletleri de denilen bu ülkelerin, yurdumuz genelini Sevr Antlaşması gereği işgal ettiklerini ne çabuk unuttuk. Her şeyleriyle söz sahibi olduklarını hiç çekinmeden ortaya koymadılar mı? İskenderun’umuzu işgal eden Fransızlar, Ermenilerle birlikte ocağımıza incir ağacı dikmediler mi?
12 Kasım 1918 tarihi İskenderun ve havalisinin unutamadığı bir gündür. İskenderunlular gibi Hatay ilinin geneli, gördükleri bunca zulümlere karşılık hiçbir zaman Türklük gurur ve şuurlarından ödün vermedi. Medeniyeti; Türklerin kurdukları devletlerden öğrendiklerini unutan bu devletler, ellerine geçirdikleri fırsatı değerlendirmeye çalıştılar. Geçmiş zamanda tuvalet kültürü dahi bulunmayan Fransa’nın, bu akıl almaz çılgınlığı yüce kurtarıcımız Mustafa Kemal Atatürk tarafından gerisin geriye püskürtüldü. Geldikleri gibi gerisin geriye def olup gittiler. Haçlı seferlerinde unutamadıkları yenilginin acısını hala unutamayan bu devletler, son günlerde çok ama çok sancı içerisinde kıvranıp duruyorlar. Kurdukları Avrupa Birliğini bir türlü koruyamıyorlar. Üstüne üstlük burunları bu Coronavirüs ile sızıntı içinde. Ne yapacaklarını bilemez haldeler. Dikkat çekmek için, Dünya’nın belirli sayıdaki ülkelerine karşı gizli şiddet içerisindeler.
Anlayacağınız en ufak bir fırsatı değerlendirme uğraşında olup, ülkelerin iç işlerine karışmaktan çekinmiyorlar. Piyon olarak şer güçlerini kullanıyor ve istedikleri ülkede iç barışı bozacak isyanlarla dikkat çeken bu anlaşma devletleri, şimdi de kardeş Azerbaycan’ı hudutlarında Ermenilerle rahatsız ediyor. Bu sefer sahnede Rusya, Çin ve İran var. Türkiye ile direk restleşmeye giremeyen bu devletler ilk önce Irak, Suriye ve PKK ile bedenimizi sarsmaya kalkıştılar ama başaramadılar. Planlarını Azerbaycan üzerine döndürdüler. Yine ne yaparlarsa yapsınlar yine de başaramayacaklar.
Çektikleri ekonomik sıkıntılarını iyileştirmek uğruna, zayıf devletlere silah satışı yapıp sözde ekonomilerini düzeltmeye çalışan bu ileri devletler eninde sonunda kendi silahlarıyla kendilerini vuracak. Çok değişik yeni projelerle dikkat çekme telaşındalar. Arap Baharı bir zamanlar onların en sevdikleri oyundu. Mısır ve Libya’da başarılı oldular. Libya, Türkiye Cumhuriyet’inin tarihsel geçmişini ortaya koydu ve Mehmetçiğimizin postalları altında güç aldı. Esas mesele bu!
Türkiye-Libya iş birliği onların ileriye dönük planlarını allak bullak etti. Bu konu çok hassas bir konu! Türkiye, tüm ileri denilen devletlerin oyununu bozdu. Dünya savaşından sonra, anlaşmalı devletlerin karşısında tüm gücüyle duruyor. O yüzden de Türkiye Cumhuriyeti’nin güçlü yönetiminden çok rahatsızlar. Tarihsel geçmişimizden bu yana mabet yerlerine çok itina gösteren Türkiye ile Ayasofya konusunda yeniden karşı çıkmalar hat safhada. Yunanistan, İtalya, Fransa, İspanya, Güney Kıbrıs ateşten gömlek! Geçmiş alışkanlıkları olan sömürgecilikten şimdi gerekli nemaları çıkarma peşindeler. Küreselleşen Dünya’da kendilerine göre yer belirlemek isteyen bu ülkeler, her an her şeyi yapabilmek uğruna çaresiz arayış içindeler.
Türkiye, kendi ürettiği ürünleri artık kendi kullanıyor ve teknolojilerini pazarlıyor. Allah’a şükürler olsun gittikçe her konuda güçleniyoruz. Korkumuz yalnız Allah’tan. Kendi içimizde bulunan düşmanlar her daim var olacak ve de var olmaya devam edecek. Türkiye ile oyun oynama riskini göze alan ülkeler enine boyuna düşünmeli.
Kim ne derse desin Türkiye, kendi çizdiği yolda emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti; ezilen Suriye halkının yanında olduğu gibi tüm mazlumların yanında yer almaya kesin kararlı.
Not: Mübarek Kurban Bayramımızı en ulvi duygularımla kutlarım.
