Koronavirüsü nedeniyle 16 Mart 2020’de İstanbul’da vefat eden emekli Orgeneral Aytaç Yalman’ın (80) vefatı üzüntü yarattı. Bundan yaklaşık 32 yıl önce, İskenderun 39. Mekanize Tugay ve İskenderun Garnizon Komutanı, Tuğgeneral Aytaç Yalman paşaydı…
1988 Kasım ayı içinde evlenmeyi planlamış ve düğün hazırlıklarım başlamıştı. Düğün merasimi için İskenderun Orduevi’nin Salonu’nu tutmaya karar verdik ve günler öncesinden tuttuk. Düğün hazırlıkları sürerken, bazı arkadaşlarım İskenderun Orduevi’nde anlaşmalı müzik yapan orkestranın müzisyen anlamında eksik olduğunu, orkestranın tam bir orkestra olmadığını, dışardan tam kadrolu ve yerelde isim yapmış bir orkestrayı tutmamı tavsiye ettiler.
*Aytaç Yalman Paşayı 39. Tugay’da Ziyaret Ettim
O yıllarda 27 yaşında bir gencim. O günkü toy aklımla bu konuyu kafama taktım ve 39. Mekanize Tugay Komutanı Tuğgeneral Aytaç Yalman Paşa’dan 1988 yılı Ekim ayı başında bir randevu aldım. Yalman Paşa ile tanışmamıştım. Ziyaret vesilesiyle tanışmış oldum. Çay ikramı sırasında meramımı anlatmaya başlayarak “Sayın paşam, normal şartlarda düğün merasimleri olağanüstü bir durum olmazsa, insanın yaşamında bir kez olur. Ben de düğün merasimimizin en güzel şekilde olmasını istiyorum. Sizin mevcut orkestranızın yetersiz olduğu bilgisi geldi bana. Müsaade ederseniz ben dışardan özel bir orkestra getirmek istiyorum. Gelecek olan yeni orkestranın da bedelini ben ödeyeceğim” dedi.
*Lütfen Anlat Genç Adam…
Yalman Paşa, babacan haliyle gülümsedi ve “Dur bakalım genç adam. Önce bu işi bir araştıralım” dedi ve telefona uzanarak Kurmay Başkanının makama gelmesini istedi. Kurmay Başkanı makama geldi. Yalman Paşa onu yanıma oturttu ve “Lütfen anlat genç adam. Kurmay başkanımız da senin sorununu anlasın” dedi. Az önce söylediklerimi tekrarladım.
Kurmay Albay gülümsedi ve söz aldı “Doğan bey. Orkestranın yetersiz olduğu yönündeki söylemlere katılmıyorum. Çünkü her defasında düğün merasimleri sonrasında, gerek Orduevi Düğün Salonu temizliği ve düzeni, gerek orkestramız gerekse de erlerden oluşan garsonlarımızın hizmetinden dolayı ailelerden teşekkür alıyoruz. Buna rağmen sizin için bu konuyu araştıracağım ve size telefonla bilgi vereceğim” dedi. Her iki komutanımıza ilgi ve anlayışları için teşekkür ettim ve tugaydan ayrıldım.
*Kurmay Başkanı Arıyor
Ertesi gün dönemin Kurmay Başkanı beni telefonla aradı ve “Doğan bey. Maalesef mevcut orkestra ile anlaşmamız gereği sizin dışardan getireceğiniz orkestraya izin veremiyoruz. Ancak ben orkestra solisti ve elemanları ile konuştum. Sizin için daha bir itina gösterip, en güzel parçaları seslendirip çalmaya gayret edecekler” şeklinde konuştu. Kurmay başkanımıza bir kere daha teşekkür ettim ve kaderime razı oldum.
*Yavuz Atav “ Bizi Şikâyet Etmişsin…”
Kurmay başkanın telefona beni aramasının üzerinden yarım saat ya geçti ya geçmedi bu kez beni bir başka bir bey aradı ve kendini tanıttı. “Ben Yavuz Atav. Müzisyenim. Orduevi Orkestrası’nın solistiyim. Size bir çay ikram etmek ve biraz konuşmak istiyoruz. Sizi organizasyon ofisimize bekliyoruz” dedi.
Belli bir şöhrete sahip Yavuz Atav ismini daha önce duymuş ancak kendisiyle tanışmam kısmet olmamıştı. Organizasyon ofisine gittim. Yavuz Atav ve diğer orkestra elemanları ile tanıştım. Yavuz Atav sitemkâr bir ifadeyle “Bizi şikâyet etmişsin Doğan bey. Sen bizi hiç izleyip, dinledin mi?” diye sordu ve konuşmasını sürdürdü.
Söz sırası bana gelince kendilerini şikâyet etmediğimi sadece sayıca ve müzik enstrümanı manasında noksan olduklarını duyduğumu bu yüzden tereddüt ettiğimi ve bu tereddüdümü ifade edip, dışardan bir orkestra tutmak isteğimi seslendirdiğimi belirttim.
Gerçekten Yavuz Atav ve arkadaşlarını şikâyet etmemiştim. Şikâyet etsem çok daha farklı bir yol izlerdim. Neyse. Ortam yumuşadı. Sohbet ilerledi. Yavuz Atav “Doğan bey. İstersen bize çalmamızı istediğin parçaların listesini ver, istersen de bize güven ve bu işi tam anlamıyla bize bırak” dedi. Aramızda güven ortamı oluşmuştu. Döndüm Yavuz beye “Sizlere güveniyorum. Düğün ve müzik akışını sizlere bırakıyorum” diyerek hepsiyle dostça ayrıldım.
*Davetiyemi Sundum
Yavuz Atav ve orkestrası içime sinmişti. Yalman Paşa’ya hem teşekkür etmek hem de baskıdan çıkan düğün davetiyesini iletmek üzere bir kez daha makamına gittim. Aytaç Yalman paşa bu kez daha babacan bir tavırla “Gel bakalım genç adam. Her şey yoluna girdi mi?” diye sordu. Başından beri olup bitenleri Yalman Paşa’ya anlattım, teşekkür ettim ve düğün davetiyemi kendisine sundum. Teşekkür etti, içtenlikle mutluluklar diledi ve yine beni karşıladığı gibi nezaketle uğurladı.
*Yavuz Atav ve Orkestrası Harikalar Yarattı
Sonrasında 4 Kasım 1988 gecesi Orduevi’nde düğünümüz gerçekleşti. Yavuz Atav ve orkestrası coştukça coştu. Kelimenin tam anlamıyla işlerinin hakkını verdiler. Bizlerle birlikte orkestra elemanları da bir hayli eğlendiler. Düğün sonrası başta Yavuz Atav olmak üzere tüm ekibe tek-tek teşekkür ettim…
Aradan yıllar geçti. Yavuz Atav’la dostluğum ilerledi. Kendisiyle sıkı bir dost olduk. Davetlerine katıldım, beraber, piknik yaptık. Ancak 27 Şubat 2011’de ani bir kalp krizi neticesi Yavuz Atav (59) abiyi kaybettik. 28 Şubat 2011’de kendisini İskenderun’da toprağa verdik. Benim için değerli bir insan, kıymetli bir abiydi. Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun…
Orgeneral Aytaç Yalman paşaya gelince… Kendisiyle İskenderun sonrası pek görüşemedik. Yalman paşayı da, 16 Mart 2020’de, İstanbul’da, 80 yaşında, Koronuvirüsü nedeniyle kaybettik. 20 Mart 2020’de sevgili paşamızı İstanbul’da toprağa verdik. Aytaç Yalman Paşaya da Allah’tan rahmet diliyorum. Ailesine, silah arkadaşlarına ve TSK’ye başsağlığı diliyorum. Yazıyı kaleme aldığım saatlerde yoğun bakımda olan sevgili eşi Belma Yalman hanımefendiye de acil şifalar diliyorum.
1988 yılındaki 39. Tugay Kurmay başkanımızın ismini hatırlayamadım. Hayattaysa kendisine sağlık ve huzur dolu günler diliyorum. Vefat ettiyse o komutanımıza da, Allah’tan rahmet etsin diyorum.
*Korona Virüsünde Son Durum Nedir?
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 23 Mart 2020 itibarıyla, Türkiye genelinde Korona için 20 bin 345 test yapıldığını, 1236 vaka tespit edildiğini ve 30 yaşlı hastamızın virüs nedeniyle vefat ettiğini açıkladı. Ülke genelinde Korona virüs tedbirleri sürüyor.
Tedbirler sürerken son günlerde toplum genelinde ciddi bir moral çöküntüsü görüyorum. Böylesi durumlara gerek yok. Toplumun her bir bireyi olarak önce herkesin ezberlediği Koronavirüsünden korunma kurallarına sıkı-sıkı uyacağız. Sonra aile içinde aile reisleri aile bireylerine, komşu komşuya, toplumun değişik kesimleri de bir birine sürekli moral aşılayacak. Bir başka anlatımla milletimizin her bir ferdi, amansız hastalıkları yenip, yaşama tutunan ve yaşam sevincini katlayan insanların ruh haline bürünecek.
Bizlere kesinlikle karamsarlık yakışmaz. Sağlığı, güzeli, daha güzeli düşünüp felaket senaryolarından uzak duracağız. Sadece olumsuz vaka rakamlarına bakıp, panikleyemeyeceğiz. Sağlıklı, binleri, yüz binleri, milyonları düşünüp moral bulacağız. Tedaviye cevap verip hastalığı ucuz atlatanların sayılarıyla teselli bulacağız. Sağlıklı kalmak için yaşam sevinci ve umut gerek. Ben tüm içtenliğimle inanarak söylüyorum, ülke olarak Koronu Virüs belasından bir zaman sonra kurtulacağız. Sağlık ve yaşam sevinciyle kalın…
*Aytaç Yalman Kimdir?
Aytaç Yalman, 29 Temmuz 1940 tarihinde dünyaya geldi. 14 ayrı esere imza atan Yalman’ın sekiz kitabı bulunuyordu. ‘Beş Bin Yıllık Kültürümüzün Sesi Müzik’ kitabı en çok bilinen eserleri arasındaydı.
1960 yılında Kara Harp Okulundan, 1961 yılında Piyade Okulu’ndan, 1971 yılında Kara Harp Akademisi’nden ve 1976 yılında da Silahlı Kuvvetler Akademisi’nden mezun oldu. 1961-1976 yılları arasında Kara Kuvvetleri’nin çeşitli birliklerinde Takım ve Bölük komutanlıkları ile Karargâh Subaylığı ve Kurmay Başkanlıkları görevlerinde bulundu. 1976-1980 yılları arasında Silahlı Kuvvetler Akademisinde Öğretim Üyesi, 1980-1982 yılları arasında Ege Ordusu ve Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanı olarak görev yaptı. 1982-1983 yılları arasında 50. Piyade Alay Komutanlığı görevini icra etti. 1983-1985 yılları arasında Kara Harp Akademisi, 1985-1986 yılları arasında da Kara Harp Okulu Öğretim Başkanlığı görevlerinde bulundu.
1986 yılında Tuğgeneral rütbesine terfi etti. Bu rütbede Kara Harp Okulu Komutan Yardımcılığı’na, 1987 yılında da 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı’na atandı, 1990 yılında ise Tümgeneral rütbesine terfi etti. 1990-1993 yılları arasında Kara Kuvvetleri Personel Daire Başkanlığı, 1993-1994 yılları arasında Piyade Okul Komutanlığı yaptı. Aynı yıl Korgeneral rütbesine terfi etti ve Kara Kuvvetleri Denetleme ve Değerlendirme Başkanlığı görevine atandı. 1995-1998 yılları arasında Adana’da bulunan 6. Kolordu Komutanlığı görevini yürüttü.
1998 yılında Orgeneral rütbesine terfi ederek 2. Ordu Komutanlığına atandı. 1998 yılında Suriye ile yaşanan kriz sonrası 20 Ekim 1998 tarihinden itibaren Adana Mutabakatı gereği, Türkiye Cumhuriyeti adına Türkiye-Suriye güvenlik ilişkilerini yürüttü. 24 Ağustos 2000 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı görevine atandı. 24 Ağustos 2002 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atandı. 29 Ağustos 2004 tarihinde emekli oldu.
16 Mart 2020’de Korona virüs teşhisiyle İstanbul’da vefat etti. 20 Mart 2020’de İstanbul’da kısıtlı bir törenle toprağa verildi.